Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEMONOPOLISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) monopol dışı bırakmak, tekelliğini kırmak, tekel dışı bırakmak (demonopolize olarak da yazılır)

DEMONOPOLIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) monopol dışı bırakmak, tekelliğini kırmak, tekel dışı bırakmak (demonopolise olarak da yazılır)

DEMONSTRABLE : English Turkish

adj. kanıtlanabilir; gösterilebilir

DEMONSTRABLY : English Turkish

adv. açıkça, göstererek, bariz bir şekilde, sergileyerek

DEMONSTRATE : English Turkish

v. göstermek, örnekle açıklamak, gösteri yapmak; ispat etmek, kanıtlamak, ispatlamak

DEMONSTRATED COURAGE : English Turkish

gösterilen cesaret, sergilenen cesaret

DEMONSTRATION : English Turkish

n. ispat, kanıt, gösterme, gösteri; kanıtlama, arz

DEMONSTRATIONAL : English Turkish

adv. gösterinin veya gösteri ile ilgili, sergilemenin veya sergilemeyle ilgili

DEMONSTRATIONIST : English Turkish

n. gösterici, gösteri yapan kimse, gösteri düzenleyen kimse, bir halk gösterisinde yer alan kimse; öğretmek veya açıklamak için gösterim metodu kullanan kimse

DEMONSTRATIVE : English Turkish

adj. kesin olarak ispatlayan, inandırıcı; göze çarpan, belirtici; hislerini açığa vuran

DEMONSTRATIVE : English Turkish

n. işaret zamiri

DEMONSTRATIVE PRONOUN : English Turkish

işaret zamiri, gösterme adılı, bir objeyi gösteren zamir (Gramer)

DEMONSTRATIVELY : English Turkish

adv. açıkça, açıklayarak, göstererek, duygu veya düşünceleri gösteren bir şekilde, açıklayan veya resimleyen bir şekilde

DEMONSTRATIVENESS : English Turkish

n. kesinlik, inandırıcılık, açıklık

DEMONSTRATOR : English Turkish

n. ispat eden şey; gösteren kimse, sergilenen şey, gösterici; asistan

DEMORALISATION : English Turkish

n. ahlak bozukluğu; moral bozukluğu, maneviyat bozukluğu (demoralization olarak da yazılır)

DEMORALISE : English Turkish

v. ahlaksızlaştırmak, cesaretini kırmak, moralini bozmak (demoralize olarak da yazılır)

DEMORALIZATION : English Turkish

n. maneviyatı bozulma; ahlâk bozulması; cesaretini kırma; direnme gücünün azalması

DEMORALIZE : English Turkish

v. moralini bozmak; ahlâkını bozmak; ayartmak; cesaretini kırmak

DEMORALIZED : English Turkish

adj. morali bozulmuş, morali bozuk, demoralize olmuş; bozulmuş, bozuk, bayağı, alçalmış

DEMORALIZER : English Turkish

n. moral bozan kimse veya şey; umutsuzluğa yol açan veya moral bozan kimse ya da şey

DEMORALIZING : English Turkish

adj. moralini bozucu, cesaret kırıcı

DEMORALIZING CONDITION : English Turkish

moral bozucu durum, cesaret kırıcı durum

DEMOS : English Turkish

n. halk, ayaktakımı, nahiye

DEMOSTHENES : English Turkish

n. (takriben İÖ
322) Atinalı bir hatip ve devlet adamı