English Turkish
DEWAX : English Turkish
v. mumunu gidermek
DEWBERRY : English Turkish
n. böğürtlen
DEWCLAW : English Turkish
n. kör parmak, yan parmak, küçük ve kullanışsız parmak (köpeklerde); iki kısma bölünmüş toynak (geyiklerde yaban domuzlarında vs)
DEWDROP : English Turkish
n. çiy damlası, yoğun rutubet damlacığı
DEWEY : English Turkish
n. Dewey, soyadı; Melvil Dewey (
1931), Dewey Ondalık Sistemi'nin Amerikalı eğiticisi ve bulucusu; John Dewey (
1952), Pragmatizm okulunun kurucularından biri olan Amerikalı filozof ve eğitimci
DEWEY DECIMAL CLASSIFICATION : English Turkish
Dewey Ondalık Sınıflaması, konularına göre kütüphane kitap sınıflama sistemi (3 haneli sayı ve ondalık kullanarak)
DEWEY DECIMAL SYSTEM : English Turkish
n. Dewey ondalık sistemi, konularına göre kütüphane kitap sınıflama sistemi (3 haneli sayı ve ondalık kullanarak)
DEWILY : English Turkish
adv. buğulu bir şekilde; nemli bir şekilde, taze bir şekilde, tazeleyici bir şekilde
DEWINESS : English Turkish
n. nem, ıslaklık
DEWLAP : English Turkish
n. gerdan (inek vb.), boynun altındaki sarkık deri (inek vb.)
DEWLAPPED : English Turkish
adj. gerdanlı, gerdana (belli hayvanların boyunlarından sarkan deriye) benzeyen
DEWORM : English Turkish
v. kurtsuzlaştırmak, kurtçukları yok etmek, kurtçukları elimine etmek
DEWS : English Turkish
n. çiy damlaları, yoğun rutubet damlacıkları
DEWY : English Turkish
adj. çiy ile kaplı, çiy gibi, taze, canlı, hayat dolu; nemli; gözyaşı
DEWY EYED : English Turkish
adj. toy, saf, bön
DEXAMETHASONE : English Turkish
n. deksametazon, yanma ve alerjiyi önleyici bir ilaç
DEXEDRINE : English Turkish
n. Amfetamin, dekstroamfetamin ticari markası
DEXFENFLURAMINE : English Turkish
n. Deksfenfluramin, artık mevcut olmayan ve önceden obezite tedavisinde kullanılan zayıflama ilacı (1997'de Amerika Birleşik Devletleri'nde piyasadan çekildi ve ondan sonra da tüm dünyada piyasadan çekildi), "Redux" marka adıyla satılmıştır
DEXTER : English Turkish
adj. sağ, sağda olan, sağdaki
DEXTERITY : English Turkish
n. ustalık, hüner, maharet, beceri, el çabukluğu, beceriklilik
DEXTEROUS : English Turkish
adj. becerikli, hünerli, usta, eli çabuk
DEXTEROUSLY : English Turkish
adv. becerikli bir şekilde, ustalıkla, eli çabuk bir şekilde, yeteneklice
DEXTEROUSNESS : English Turkish
n. beceriklilik, ustalıkla olma durumu, eli çabukluk, yeteneklilik
DEXTRAD : English Turkish
adv. sağa doğru, sağa (Anatomi)
DEXTRAL : English Turkish
adj. dekstral, sağ tarafla ilgili, sağ tarafa özgü; sağ tarafta bulunan; sağ elini kullanan, sağak; soldan sağa doru kıvrılan (Zooloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani