Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEVOTIONS : English Turkish

n. dua, ibadet

DEVOUR : English Turkish

v. oburca yemek, yalayıp yutmak, bir çırpıda bitirmek, yiyip bitirmek; yakıp yok etmek

DEVOURED : English Turkish

adj. yok edilme, şiddetle tüketilmiş; yenilmiş, yenmiş, yenilip bitirilmiş, tüketilmiş

DEVOURED HIS FOOD : English Turkish

yemeğini yiyip bitirdi, aç kurt gibi yedi, obur bir şekilde yedi

DEVOURER : English Turkish

n. hızlı ve obur bir şekilde yiyen; tüketici; yok edici

DEVOURING : English Turkish

adj. üzücü, yiyip bitiren

DEVOURINGLY : English Turkish

adv. son derece üzücü bir şekilde, yiyip bitirerek

DEVOUT : English Turkish

adj. dindar, içten, samimi, ciddi, sadık, istekli

DEVOUT CHRISTIAN : English Turkish

dindar Hıristiyan, mütedeyyin Hıristiyan, dindar Hıristiyan

DEVOUT JEW : English Turkish

dindar Musevi, mütedeyyin Musevi, dindar Musevi, dindar Yahudi

DEVOUT MUSLIM : English Turkish

dindar Müslüman, mütedeyyin Müslüman, dindar Müslüman

DEVOUTLY : English Turkish

adv. dindar bir şekilde, mütedeyyin bir şekilde, dindar bir şekilde; ciddi bir şekilde, kendini adayarak

DEVOUTLY RELIGIOUS : English Turkish

çok dindar, oldukça mütedeyyin, kendini dinine adamış

DEVOUTNESS : English Turkish

n. dindarlık, sofuluk, ciddiyet; azim, istek

DEW : English Turkish

n. çiy, şebnem, tazelik; damlacık, gençlik

DEW CLAW : English Turkish

köpeğin arka tırnağı

DEW DROP : English Turkish

n. çiy damlacığı

DEW DROPS : English Turkish

çiy damlaları, yoğun rutubet damlacıkları

DEW FALL : English Turkish

akşam

DEW POINT : English Turkish

çiy oluşma derecesi

DEW POND : English Turkish

n. tepe bağlarında bulunan küçük ve sığ gölet

DEW WORM : English Turkish

n. solucan, olta solucanı

DEWAN : English Turkish

n. divan

DEWATER : English Turkish

v. suyunu almak

DEWATERING : English Turkish

n. susuzlaştırma, suyunu alma, suyunu çıkarma, katı bir maddenin suyunu çıkarma; toprağın veya bir su kaynağının suyunu yok etme (doğal veya mekanik araçlarla)