Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DIAMOND : English Turkish

n. Diamond, soyadı; kadın ismi; erkek ismi; Diamond Jim Brady (
1917), Amerikalı işadamı, girişimci ve hayırsever

DIAMOND : English Turkish

n. elmas, pırlanta; baklava şekli; camcı keskisi; karo; beysbol oyun alanı

DIAMOND ANNIVERSARY : English Turkish

n. elmas yıldönümü, 60'ıncı veya 75'inci evlilik yıldönümü

DIAMOND CUT DIAMOND : English Turkish

çivi çiviyi söker, dinsizin hakkından imansız gelir

DIAMOND CUTTER : English Turkish

elmas keski, elmas

DIAMOND DRILL : English Turkish

elmas uçlu delici, elmas uçlu matkap, elmas delgi (taşlarda delik açmak için kullanılır)

DIAMOND EXCHANGE : English Turkish

elmas borsası, elmasların alınıp satıldığı Pazar, elmas pazarı; uluslararası elmas ticareti

DIAMOND FIELD : English Turkish

n. elmas alanı, elmas sahası

DIAMOND IN THE ROUGH : English Turkish

n. işlenmemiş elmas, işlenmemiş cevher; yontulmamış kimse, yetenekli olan ancak kibarlık ve zariflikten yoksun kimse

DIAMOND JIM BRADY : English Turkish

n. Diamond Jim Brady, James Buchanan Brady, James "Diamond Jim" Brady (
1917), Amerikalı işadamı, girişimci ve hayırsever

DIAMOND JUBILEE : English Turkish

altmışıncı yıldönümü

DIAMOND MERCHANT : English Turkish

elmas taciri, elmas satan kimse

DIAMOND MINE : English Turkish

n. elmas madeni

DIAMOND OF THE FIRST WATER : English Turkish

n. birinci sınıf elmas, çok yüksek kalitede elmas; iyi özellikleri olan kimse

DIAMOND PANE : English Turkish

n. baklava pencere camı

DIAMOND POLISHING : English Turkish

elmas parlatma, elması pazarlanabilir bir şekilde parlatma ve şekillendirme

DIAMOND POLISHING PLANT : English Turkish

elmas parlatma fabrikası, işlenmemiş elmasların pazarlanabilir bir şekilde parlatıldığı ve şekillendirildiği fabrika

DIAMOND RING : English Turkish

n. (Astronomi) bir güneş tutulması sırasında tam kapanma anından birkaç saniye önce ve sonra ortaya çıkan büyük ışık fışkırması (güneşin kalan son ışığının ve çıkan ilk ışığının ayın kenarlarındaki koyaklar içinden parlamasından kaynaklanır); elmas yüzük, pırlanta yüzük, üzerinde elmas veya elmaslar bulunan yüzük (genellikle nişan yüzüğü olarak verilir)

DIAMOND SHAPED : English Turkish

adj. baklava biçiminde, baklava biçimli

DIAMOND WEDDING : English Turkish

altmışıncı evlilik yıldönümü

DIAMONDBACK : English Turkish

n. sırtında baklava dilimi şeklinde işaretler olan hayvan (baklava sırtlı çıngıraklı yılan, baklava sırtlı su kaplumbağası, baklava sırtlı gece kelebeği)

DIAMONDS : English Turkish

n. karo, karo kartı, üzerinde eşkenar dörtgene benzeyen kırmızı şekil olan iskambil kartı; amfetaminler (Argo); domuz kızılının ürtikaryal şekli (Tıp); beyzbol oynanan sahanın bütünü

DIAMONDS ARE FOREVER : English Turkish

Ölümsüz Elmaslar, Sean Connery'nin eşlik ettiği 1971 yapımı James Bond filmi (Guy Hamilton tarafından yönetilen)

DIAMORPHINE : English Turkish

n. diyamorfin, eroin (morfinden elde edilen ve bağımlılık yaratan bir uyuşturucu madde)

DIANA : English Turkish

n. kadın avcı; ay ilâhesi