Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISENTRANCE : English Turkish

v. büyüden kurtarmak

DISEQUILIBRIUM : English Turkish

n. dengesizlik, denksizlik

DISESTABLISH : English Turkish

v. kiliseyi devletten ayırmak, kadrodan çıkarmak

DISESTABLISHMENT : English Turkish

n. kiliseyi devletten ayırma

DISESTEEM : English Turkish

v. saygısızlık etmek, hor görmek

DISEUSE : English Turkish

n. dizöz

DISFAVOR : English Turkish

n. beğenilmeme, hoşlanılmama, gözden düşme

DISFAVOUR : English Turkish

n. beğenilmeme, gözden düşme, hoşlanılmama

DISFEATURE : English Turkish

v. çirkinleştirmek, biçimsizleştirmek, şeklini bozmak

DISFELLOWSHIP : English Turkish

v. gruptan ayrı tutmak, arkadaşlıktan çıkarmak, birlikten hariç tutmak

DISFIGURATION : English Turkish

n. bozulma, çirkinleşme

DISFIGURE : English Turkish

v. biçimini bozmak, çirkinleştirmek

DISFIGURED : English Turkish

adj. çirkinleştirilmiş, biçimsizleştirilmiş, şekli bozulmuş

DISFIGUREMENT : English Turkish

n. bozulma, şekilsizlik, çirkinleştirme

DISFIGURER : English Turkish

n. çirkinleştiren, biçimsizleştiren, şekli bozan, güzelliğini yok eden

DISFIGURINGLY : English Turkish

adv. çirkinleştirerek, biçimsizleştirerek, şeklini bozarak, güzelliğini yok ederek

DISFOREST : English Turkish

v. ormanları yok etmek, ağaçları kesmek

DISFRANCHISE : English Turkish

v. haklarından mahrum etmek, oy kullandırtmamak

DISFRANCHISEMENT : English Turkish

n. haklarını elinden alma, oy kullandırtmama

DISFRANCHISER : English Turkish

n. bir yurttaşın (oy kullanmak gibi) haklarını reddeden, bir vatandaşın haklarını hükümsüz kılan

DISFROCK : English Turkish

v. papazı makamından almak

DISFUNCTION : English Turkish

n. işlevsizlik, işlev bozukluğu, işlev yitimi

DISGORGE : English Turkish

v. kusmak; boşaltmak, dökülmek; zoraki geri vermek, isteksizce geri vermek

DISGORGEMENT : English Turkish

n. kusma, istifra etme; bir şeyi bırakma işi, geri çekilme; zorla dışarı çıkarma, güç kullanarak, çıkarma

DISGRACE : English Turkish

n. rezillik, utanç, ayıp, rezalet, yüz karası, gözden düşme