Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DOUBLE ROOM : English Turkish

çift kişilik bir oda

DOUBLE SHARE : English Turkish

çift pay, iki misli hisse

DOUBLE SHARP : English Turkish

çift diyez, (Müzik) bir notadan önce gelerek o notanın iki yarım ses arttırılması gerektiğini gösteren sembol

DOUBLE SIZE : English Turkish

n. çift boyut, iki katı boyut, iki misli büyüklük

DOUBLE SPACE : English Turkish

çift boşluk, çift aralık, kelimeler veya harfler arasında bırakılan iki boşluk; bir metnin satırları arasında bırakılan iki boş satır

DOUBLE SPACED : English Turkish

adj. çift aralıklı

DOUBLE SPEED DRIVE : English Turkish

çift hızlı sürücü, veriyi saniyede 300KB oranıyla okuyan kompakt disk sürücüsü

DOUBLE STANDARD : English Turkish

çifte standart

DOUBLE STAR : English Turkish

n. çifte yıldız, tekmiş gibi görünen iki yıldız

DOUBLE STARS : English Turkish

çift yıldız, iki yıldız, çıplak gözle bakıldığında parlaklıklarından dolayı tek yıldızmış gibi görünen birbirine çok yakın iki yıldız

DOUBLE STOP : English Turkish

sesin iki telde birden çalınması, iki telden aynı anda ses çıkarmak

DOUBLE SUICIDE : English Turkish

n. çifte intihar, iki insanın intiharı

DOUBLE TAKE : English Turkish

geç anlama, jetonu geç düşme

DOUBLE TALK : English Turkish

v. lastikli söz, değişik anlamlara gelebilen söz, kandırmacalı söz, hileli söz

DOUBLE TAXATION : English Turkish

çifte vergilendirme

DOUBLE THINK : English Turkish

n. aynı anda iki zıt şeye inanma

DOUBLE TIME : English Turkish

koşar adım, çifte mesai

DOUBLE TONGUED : English Turkish

çatal dilli, sahtekâr, iki yüzlü, hilekâr

DOUBLE UP : English Turkish

v. ikiye katlamak, iki büklüm etmek, iki büklüm olmak, eğilmek, paylaşmak, ortaklaşa kullanmak

DOUBLE UP ON : English Turkish

v. paylaşmak, bölüşmek

DOUBLE YOLKED EGG : English Turkish

çift sarılı yumurta, iki tane sarısı olan yumurta

DOUBLE-BLIND STUDY : English Turkish

çift kör inceleme, iki taraflı bilinmeyeni olan inceleme, ne organizatörlerin ne de katılımcıların kimin test veya kontrol grubuna ait olduğunu bilmedikleri klinik çalışma (Tıp, Psikoloji)

DOUBLE-CHECKED : English Turkish

çifte kontrol edilmiş, iki defa denetlenmiş veya kontrol edilmiş, ikinci bir defa göz atılmış

DOUBLE-CLICK : English Turkish

v. çift tıklamak,(Bilgisayar) bilgisayar faresini belirli bir yere taşımak ve burada art arda hızlıca iki defa farenin düğmesine bastırmak

DOUBLE-CROSS : English Turkish

kandırmak, aldatmak, dolandırmak, hile yapmak; ihanet etmek, sadakatsizlik etmek