English Turkish
DOUBLE BARRELED GUN : English Turkish
n. çifte, iki namlulu silah
DOUBLE BARRELED NAME : English Turkish
n. iki addan oluşan soyadı
DOUBLE BARRELLED : English Turkish
çift namlulu, iki amaçlı, çift anlamlı, iki soyadlı
DOUBLE BARRELLED GUN : English Turkish
n. çifte, iki namlulu silah
DOUBLE BASS : English Turkish
kontrabas, kontrbas
DOUBLE BASSOON : English Turkish
n. kontrfagot, obua ailesinin en büyüğü müzik aleti
DOUBLE BED : English Turkish
çift kişilik, iki kişilik yatak
DOUBLE BEDDED : English Turkish
iki kişilik yataklı
DOUBLE BEND : English Turkish
n. ikili viraj
DOUBLE BOND : English Turkish
n. çift bağ, paylaşımlı elektronlarla oluşan kimyasal bağ
DOUBLE BOOK : English Turkish
v. çifte rezervasyon yapmak
DOUBLE BOOKING : English Turkish
çifte rezervasyon
DOUBLE BOOKKEEPING : English Turkish
çift kayıtlı muhasebe, çift kayıt şeklinde tutulan muhasebe (Muhasebe)
DOUBLE BOTTOM : English Turkish
çift altlı, çift dipli, iki tane altı olan, iki dibi olan, sahte altlı (valiz evrak çantası vs)
DOUBLE BREASTED : English Turkish
adj. kruvaze, çift düğmeli
DOUBLE BUFFERING : English Turkish
n. çift tamponlama, çizim sürecinde görünen objeleri azaltmak veya yok etmek amacıyla kullanılan teknik (Bilgisayar); çift bölmeleme, çift boşluklama
DOUBLE CABIN : English Turkish
çift kabinli, bir sürücü kabini bulunan kamyonet
DOUBLE CHARGE : English Turkish
v. çifte ücretlendirmek, iki defa ücret almak, fazla para almak; iki pay yüklemek, çift porsiyon yüklemek (örneğin barut)
DOUBLE CHECK : English Turkish
çifte kontrol, iki kez kontrol etme
DOUBLE CHIN : English Turkish
çifte gerdan, katlı gerdan
DOUBLE CLICK : English Turkish
n. çift tık, bilgisayar faresinin düğmesine sırayla iki defa bastırma
DOUBLE CONVENIENCES : English Turkish
çifte konfor, ekstra hizmet, ekstra servis
DOUBLE CROSS : English Turkish
v. aldatmak, ihanet etmek, kazık atmak, dolandırmak
DOUBLE CROSS : English Turkish
n. aldatma, hile, kandırma, sahtekârlık, kazık, dolandırıcılık
DOUBLE CROSS : English Turkish
v. aldatmak, hile yapmak, kandırmak, sahtekârlık etmek, kazık atmak, dolandırıcılık yapmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani