English Turkish
DOTTED NOTE : English Turkish
n. noktalı nota, (Müzik) kendisinden sonra bir nokta gelen ve basit değerinden yarım uzunluk arttırılacağını gösteren nota
DOTTED THE I'S AND CROSSED THE T'S : English Turkish
çok dikkatli oldu, çok özenli oldu, çok titiz davrandı, mükemmeliyetçi davrandı, bir işin tam olarak doğru yapıldığından emin oldu
DOTTER : English Turkish
n. noktalayıcı, nokta koyan kimse veya şey; noktalar yapmak için kullanılan alet
DOTTEREL : English Turkish
n. kalinis, yağmurkuşu
DOTTING : English Turkish
adj. noktalama, noktalar yapma, noktalar koyma
DOTTLE : English Turkish
n. pipodaki tütün artığı
DOTTREL : English Turkish
n. kalinis, yağmurkuşu
DOTTY : English Turkish
adj. benekli, noktalı; sapık, kaçık; aptal
DOTY : English Turkish
adj. çürümüş, bozulmuş (ağaç); çürümeden etkilenmiş
DOUAI : English Turkish
n. Douai, kuzeybatı Fransa'da bir bölge; Fransa'da bir şehir
DOUAY : English Turkish
n. Douay, Douay İncili, 17 yüzyılda Roma Katolik kilisesi tarafından yapılan İncil'in İngilizce çevirisi
DOUAY BIBLE : English Turkish
Douay İncili,Roma Katolikleri tarafından kullanılan Latin Vulgata'dan İngilizceye çevrilen İncil
DOUAY VERSION : English Turkish
Douay Versiyonu, Roma Katolikleri tarafından kullanılan Latin Vulgata'dan çevrilen İncil'in İngilizce versiyonu
DOUBLE : English Turkish
n. iki kat; çift, kopya, benzer, duble, ikili bahis, dublör; koşar adım
DOUBLE : English Turkish
v. iki misli yapmak, iki yle çarpmak, ikiye katlamak, katlamak, dublörlüğünü yapmak; iki rolü birden oynamak; bükmek; iki katına çıkmak; katlanmak; eğilmek; yumruğunu sıkmak; ikili oynamak; iki enstrüman çalmak; koşar adım gitmek; ikinci işte çalışmak
DOUBLE : English Turkish
adj. çift; iki kat; ikili; çifte, iki kişilik, duble; iki yüzlü; iki anlamlı
DOUBLE : English Turkish
adv. iki kat, iki misli, ikişerli, ikili, çift, çifte
DOUBLE ACTING : English Turkish
adj. iki yönlü çalışan, çift taraflı işleyen
DOUBLE ACTION : English Turkish
iki yönlü çalışan, çift taraflı işleyen
DOUBLE AGENT : English Turkish
ikili çalışan casus, çift taraflı ajan
DOUBLE AMOUNT : English Turkish
n. iki katı, iki misli, iki katı miktarda
DOUBLE BACK : English Turkish
v. ikiye katlamak, iki büklüm etmek, hızla geri dönmek
DOUBLE BAR : English Turkish
çift çizgi, bir müzik parçasının bittiğini göstermek için kullanılan iki dik çizgi
DOUBLE BARELED GUN : English Turkish
n. çifte, çifte namlulu tüfek
DOUBLE BARRELED : English Turkish
çift namlulu, iki amaçlı, çift anlamlı, çifte soyadlı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani