Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EXPRESSED EMOTIONS : English Turkish

tutkularını ifade eden, duygularını ifade eden, duygularını bildiren, hissettiklerini açıklayan

EXPRESSED HIS DOUBT : English Turkish

tereddüt veya kuşkusunu dile getiren, inanmadığını açıklayan, şüphelerini seslendiren

EXPRESSED HIS EMOTIONS : English Turkish

duygularını ifade eden, hissettiklerini belirten

EXPRESSED HIS HOPE : English Turkish

ümidini ifade eden, ümidini ortaya koyan, istenen bir şeyle ilgili beklentilerini belirten, dileğini ifade eden, özlemini dile getiren, umudunu söyleyen

EXPRESSED HIS OPINION : English Turkish

fikrini ifade eden, fikrini belirten, fikrini dile getiren

EXPRESSED HIS PROTEST : English Turkish

prorestosunu ifade eden, itirazını dile getiren, karşı olduğunu belirten, yakınan, şikayet eden

EXPRESSED HIS RESERVATION : English Turkish

şüphesini ifade eden, kuşkularını bildiren, itirazlarını dile getiren

EXPRESSED HIS THOUGHTS : English Turkish

düşüncelerini ifade eden, fikrini bildiren, görüşlerini dile getiren, inandıklarını belirten

EXPRESSED HIS WILLINGNESS : English Turkish

istekliliğini ifade eden, aynı fikirde olan, hazır olduğunu belirten, şevk ve hevesini ortaya koyan, razı olan, kabul eden

EXPRESSED HIS WISH : English Turkish

arzusunu belirten, özlemini ifade eden, dileğini söyleyen, ümidini dile getiren

EXPRESSED INTEREST : English Turkish

ilgi/alaka gösteren, merak ve ilgi gösteren, dikkatli/özenli olan

EXPRESSED NO OBJECTION : English Turkish

itiraz etmeyen, itiraz dile getirmeyen, itiraz belirtmeyen

EXPRESSED OBJECTION : English Turkish

karşı olduğunu belirten, itirazını dile getiren, protesto eden, onaylamayan, şikayet eden, yakınan

EXPRESSED REGRET : English Turkish

pişmanlık ifade eden, pişmanlık gösteren, üzüntüsünü sergileyen, vicdan azabını dile getiren, tövbe ettiğini söyleyen, hayalkırıklığını belirten

EXPRESSED SATISFACTION : English Turkish

tatmin olduğunu ifade eden,
'den dolayı memnuniyetini belirten,
ile hoşnut olan

EXPRESSED WILLINGNESS : English Turkish

istekliliğini ifade eden, aynı fikirde olan, hazır olduğunu belirten, şevk ve hevesini ortaya koyan, razı olan, kabul eden

EXPRESSIBLE : English Turkish

adj. ifade edilebilir, ortaya konulabilir, belirtilebilir, kelimelere dökülebilir

EXPRESSING : English Turkish

n. söyleyiş, dile getirme, ifade etme, iletişim, telaffuz, iletme, nakletme

EXPRESSING AN OPINION : English Turkish

ir fikir belirtme, bir fikri dile getirme

EXPRESSION : English Turkish

n. ifade, söz, anlatım, ifade etme, yüz ifadesi; eda; ibare, deyim, tabir

EXPRESSIONAL : English Turkish

adj. ifadeye ilişkin veya ifade etme ile alakalı; ifadesel, dilin karakteristiğine ilişkin

EXPRESSIONISM : English Turkish

n. ekspresyonizm, dışavurumculuk

EXPRESSIONIST : English Turkish

n. ekspresyonist, dışavurumcu

EXPRESSIONISTIC : English Turkish

adj. ekspresyonist, dışa vurumcu, Ekspresyonizmle (gerçeğin edebi olarak sunumundan çok subjektif deneyimlerin ifade edilmesini vurgulayan 20'nci yüzyıl sanat akımı) alakalı veya ilişkili

EXPRESSIONISTIC ART : English Turkish

ekspresyonist sanat, dışavurumcu sanat, ekspresyonist bir tarzda icra edilen sanat