Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ALON : English Turkish

n. bir erkek adı (İbranice)

ALONA : English Turkish

n. bir kadın adı

ALONE : English Turkish

adj. yalnız, tek başına, kimsesiz

ALONE : English Turkish

adv. yalnız başına, yalnız, tek başına, bir başına

ALONEI ABA : English Turkish

Nazaret tepelerinde ortak bir yerleşim yeri

ALONENESS : English Turkish

n. yalnızlık, tek başınalık, yalnızlık; eşsizlik, benzersizlik

ALONG : English Turkish

adv. boyunca, süresince; yanısıra, beraberine, yanına; ileriye, ileri

ALONG : English Turkish

prep. boyunca

ALONG THE SHORE : English Turkish

adv. kıyı boyunca

ALONG WITH : English Turkish

oyunca,
ile birlikte

ALONGSHORE : English Turkish

adv. kıyı boyunca, sahil boyunca

ALONGSHOREMAN : English Turkish

n. liman işçisi, gemileri yükleyen ve boşaltan doklarda çalışan kişi

ALONGSIDE : English Turkish

adv. yanısıra, yan yana, borda bordaya

ALONGSIDE : English Turkish

prep. yanısıra, yan yana, yanında

ALONI : English Turkish

n. bir soyadı (İbranice)

ALOO : English Turkish

n. aloo, (Hindistan’da) patates

ALOOF : English Turkish

adj. soğuk, ilgisiz

ALOOF : English Turkish

adv. uzakta, uzak, ayrı

ALOOFLY : English Turkish

adv. ilgisiz bir şekilde, tek tek, ayrı olarak, soğuk bir şekilde

ALOOFNESS : English Turkish

n. uzak durma, mesafe koyma; sokulmama

ALOPECIA : English Turkish

n. kellik

ALOPECIC : English Turkish

adj. saçları dökülen, kelleşen, kılları dökülen

ALOUD : English Turkish

adv. yüksek sesle, bağırarak

ALOW : English Turkish

adv. aşağaıda, (Eski kullanım) altında, daha altta

ALP : English Turkish

n. alp, yüksek dağ