Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ALLURER : English Turkish

n. büyüleyen kimse, aklını çelen kimse; ayartan veya baştan çıkaran bir şey

ALLURING : English Turkish

adj. cazip, çekici, albenili

ALLURINGLY : English Turkish

adv. çekici bir halde, büyüleyerek; ayartıcı bir şekilde, cezbedici

ALLURINGNESS : English Turkish

n. caziplik, çekicilik; baştan çıkarıcılık; sevimlilik

ALLUSION : English Turkish

n. ima, laf çaktırma, dokundurma, taş, kinaye

ALLUSIVE : English Turkish

adj. imalı, üstü kapalı, kinayeli

ALLUSIVELY : English Turkish

adv. imalı bir şekilde, delaleten, imalı biçimde

ALLUSIVENESS : English Turkish

n. imalı olma, kastetmek, müstehcenlik

ALLUVIA : English Turkish

n. alüvyonlu, akarsu tarafından tortulaşmış çakıl, ince kum veya başka aşınmış malzeme

ALLUVIAL : English Turkish

adj. alüvyonlu, lığlı

ALLUVION : English Turkish

n. alüvyon, alüvyondan oluşan arazi, lığ

ALLUVIUM : English Turkish

n. alüvyonlu arazi, alüvyon

ALLY : English Turkish

n. müttefik, dost; genetik olarak birbirine bağlı canlı

ALLY : English Turkish

v. birleştirmek, birleşmek, katmak, katılmak

ALLY ONESELF : English Turkish

irleşmek, katılmak

ALLYL : English Turkish

adj. alil, alil grubunu içeren (Kimya)

ALM : English Turkish

n. alm, yüksek dağ çayırı

ALMA : English Turkish

n. bir kadın adı; ABD’de çeşitli şehir ve kasabaların adları; Quebec’te (Kanada) bir şehir

ALMA ATA : English Turkish

n. Alma Ata; Almatı’nın eski adı (Kazakistan’da)

ALMA MATER : English Turkish

gidilen okul, öğrenim görülen okul

ALMAGEST : English Turkish

n. Batlamyus tarafından yazılmış olan astronomi ve matematik ansiklopedisi

ALMANAC : English Turkish

n. almanak, yıllık, takvim

ALMANDINE : English Turkish

n. almandin, kırmızı renkli mineral, seylantaşı

ALMANDITE : English Turkish

n. seylantaşı, kırmızı renkli mineral, almandin

ALMATY : English Turkish

n. Almatı; Kazakistan’ın başkenti