Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AN AIR SICKNESS BAG, PLEASE : English Turkish

hasta torbası lütfen

AN ANGLICAN CHURCH : English Turkish

Anglikan kilisesi, İngiltere kilisesine bağlı olan kilise

AN APPLE A DAY KEEPS THE DOCTOR AWAY : English Turkish

günde bir elma doktoru uzak tutar, elma yemenin yardımcı olduğu ve insanı koruduğunu belirten atasözü

AN APPLICATION FOR HELP : English Turkish

n. yardım isteği, yardım talebi

AN ARDENT ADMIRER : English Turkish

n. ateşli hayran

AN ARRANGED MARRIAGE : English Turkish

n. ailenin ayarladığı evlilik

AN ATMOSPHERE OF PEACE : English Turkish

n. huzur ortamı, barış ortamı

AN AUTHORITY ON : English Turkish

ir konuda yetkili olmak,
uzmanı olmak, bir şeyde tecrübeli olan kimse

ANALECTA : English Turkish

n. seçmeler, seçmeler, edebi serden veya edebi eserlerden alıntılar

ANALECTS : English Turkish

n. seçmeler, seçme eserler

ANALECTS OF CONFUCIUS : English Turkish

n. Konfüçyüs’ten Seçmeler, Konfüçyüs’ün çalışmalarından alıntılar

ANALEMMA : English Turkish

n. günsekizi, yılın her günü her öğlen gök küresinde güneşin konumunu gösteren sekiz rakamı şeklindeki diyagram (bu diyagram çizelgeyi ve güneşin o anki konumunu kullanarak yerel saati nasıl belirleneceğini gösterir ve genellikle güneş saatlerinde veya kürelerde bulunur)

ANALEPTIC : English Turkish

adj. analeptik, uyandırıcı, güçlendirici (Tıp)

ANALGESIA : English Turkish

n. analjezi, ağrı yitimi, ağrının kesilmesi

ANALGESIC : English Turkish

n. ağrı kesici ilaç, analjezik ilaç

ANALGESIC : English Turkish

adj. ağrı kesici, analjezik

ANALGETIC : English Turkish

adj. analjezik, ağrıya duyarsız

ANALITY : English Turkish

n. anality, anüsle ilgili özellikler, anal tutucu hassas yapı (Psikoloji)

ANALLY : English Turkish

adv. anal yol ile, anüsten, anüs içinden, anüs ile

ANALOG : English Turkish

adj. analog, başka bir nicelikle ilgili olarak sürekli değişmek

ANALOG : English Turkish

n. türev, başka bir maddeye benzer olan madde; aynı yapısı ancak diğerinden farklı işlevi olan organ (Biyoloji); başka bir bileşik ile benzer yapısı n ancak farklı bileşimi olan kimyasal bileşik (Kimya)

ANALOG COMPUTER : English Turkish

analog bilgisayar, aralıksız olarak girdi ile beslenen, girdiyi değiştiren ve aralıksız çıktı üreten elektronik makine

ANALOG DEVICE : English Turkish

analog aygıt, bilgi işleyen sıralı ardışık dijital olmayan değerleri olan bilgisayar çevre donatısı

ANALOG MOBILE PHONE SYSTEM : English Turkish

(Telekomünikasyon) Analog Mobil Telefon Sistemi, AMPS, analog hücresel iletişim için kullanılan en yaygın standart (Birleşik Devletler’de cep telefonu endüstrisinin temelini oluşturur)

ANALOG MODEM : English Turkish

analog modem, dijital olmayan hatlar ile bağlanan olağan modem (sıradan telefon hatları gibi)