Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ANALOG TELEPHONE EXCHANGE : English Turkish

analog telefon santrali, mekanik bileşimlere dayalı telefon görüşmeleri gerçekleştirmek için olan merkezi sistem

ANALOG TO DIGITAL CONVERTER : English Turkish

Analog’dan Dijitale Dönüştürücü, analog sinyalleri dijitale dönüştüren adaptör, ADC

ANALOG WATCH : English Turkish

analog saat, zamanı gösteren ibreleri olan saat, dijital olmayan saat

ANALOG-DIGITAL-DIGITAL : English Turkish

Analog-Dijital-Dijital, ADD, bir ses CD’si yaratırken yapılan dijital işlemi tanımlayan terim

ANALOGIC : English Turkish

adj. analojik, benzer, benzeşen, andıran

ANALOGIC DATA : English Turkish

analog veri, fiziksel miktarlar şeklinde bilgisayar girilen bilgi (sayısal kod yerine)

ANALOGICAL : English Turkish

adj. analojik, benzer, benzeşen, andıran

ANALOGICAL SIGNALS : English Turkish

analojik sinyaller, kesintisiz doğal süreci temsil eden elektrik sinyalleri

ANALOGICALLY : English Turkish

adv. analojik olarak, benzer bir şekilde (başka bir nicelikle ilgili olarak sürekli değişmek)

ANALOGISE : English Turkish

v. kıyaslamak, iki farklı şey arasında benzerlikler bulmak; benzetmek; karşılaştırmak (ayrıca analogize)

ANALOGIST : English Turkish

n. örneksemeci, benzeşim ile sonuca varmak; benzerlikler arayan kişi

ANALOGIZE : English Turkish

v. kıyaslamak, iki farklı şey arasında benzerlikler bulmak; benzetmek; karşılaştırmak (ayrıca analogise)

ANALOGOUS : English Turkish

adj. analojik, benzer, benzeşen, andıran

ANALOGOUS COLORS : English Turkish

enzeşik renkler, renk seçme tekerinde yan yana bulunan renkler (kırmızı, turuncu ve sarı gibi)

ANALOGOUSLY : English Turkish

adv. benzer olarak, sonuç çıkarma ile; karşılaştırıldığında; benzer tarzda

ANALOGOUSNESS : English Turkish

n. benzerlik, bazı konularda benzer ancak bunun dışında farklı olma niteliği

ANALOGUE : English Turkish

n. benzer, analog, benzer şey

ANALOGY : English Turkish

n. analoji, benzeşim, benzerlik, örnekseme; karşılaştırma, kıyas

ANALPHABETIC : English Turkish

adj. alfabetik olmayan, alfabetik olmayan, alfabetik sırada olmayan; cahil, okuma yazma bilmeyen

ANALPHABETIC : English Turkish

n. alfabeyi bilmeyen, cahil kimse, okuma yazma bilmeyen kimse

ANALYSAND : English Turkish

n. analiz edilen, (Psikiyatri) psikanaliz geçiren kimse (psikolojik tedavi çeşidi)

ANALYSE : English Turkish

v. analiz etmek, tahlil etmek, çözümlemek, incelemek, araştırmak

ANALYSER : English Turkish

n. analizör, tahlil cihazı

ANALYSIS : English Turkish

n. analiz, tahlil, inceleme, çözümleme

ANALYST : English Turkish

n. analist, tahlilci, araştırmacı