Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GO ACROSS THE BRIDGE : English Turkish

v. köprüden geçmek

GO AFTER : English Turkish

peşinden gitmek, peşinde olmak, çabalamak

GO AGAINST : English Turkish

aykırı olmak, karşı gelmek, karşı çıkmak, karşı olmak, ters düşmek

GO AHEAD : English Turkish

devam etmek, ilerlemek, önde gitmek, gelişmek, önden buyurmak, öne geçmek

GO AHEAD WITH : English Turkish

işbirliği yapmak

GO AHEAD WITH SMTH : English Turkish

v. devam etmek, sürdürmek

GO AHEAD WUTH : English Turkish

v. birlikte sürdürmek

GO AHEAD! : English Turkish

devam et!, buyur!, yola devam et!; git! ilerle!

GO ALL : English Turkish

v. elinden geleni yapmak, tüm gücünü kullanmak

GO ALL LENGTHS : English Turkish

sonuna kadar gitmek, her yola başvurmak, her şeyi denemek

GO ALL OUT : English Turkish

elinden geleni yapmak, bütün gücünü kullanmak

GO ALL THE WAY : English Turkish

her naneyi yemek, uygunsuz olan her işi yapmak; tam cinsel ilişkiye girmek, ilişki içinde olmak (Argo)

GO ALL TOGETHER : English Turkish

v. topluca gitmek

GO ALOFT : English Turkish

gemi direğine çıkmak

GO ALONG : English Turkish

ilerlemek, devam etmek, geçinmek, anlaşmak, eşlik etmek

GO ALONG WITH : English Turkish

desteklemek, aynı görüşte olmak, kabul etmek

GO AND RETURN : English Turkish

v. gidip gelmek

GO ANY LENGTHS : English Turkish

her şeyi denemek, her yola başvurmak

GO APE : English Turkish

çıldırmak, çok sinirlenmek, küplere binmek ve şiddetli tepki göstermek; bir şey için son derece hevesli olmak, bir şey konusunda çok heyecanlı olmak

GO AROUND : English Turkish

dolaşmak, ele almak, yaygın olmak, salgın olmak, etrafında dolaşmak, yeterince olmak

GO AS YOU PLEASE : English Turkish

serbest, gelişigüzel, iddiasız

GO ASHORE : English Turkish

karaya çıkmak, kıyıya çıkmak, karaya ayak basmak

GO ASTERN : English Turkish

tornistan etmek, geriye doğru gitmek

GO ASTRAY : English Turkish

azmak, yoldan çıkmak, azıtmak, kötü yola düşmek, yanlış yola sapmak, kaybolmak, hata yapmak (hesap vb.)

GO AT : English Turkish

saldırmak, ele almak