Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GO BEYOND : English Turkish

aşmak

GO BLACK : English Turkish

gözleri kararmak, bayılmak, bilincini kaybetmek

GO BLIND : English Turkish

kör olmak

GO BLOOEY : English Turkish

v. arızalanmak, (Argo) tamamen bozulmak; tamamen dağılmak

GO BOATING : English Turkish

v. kürek çekmek, kayıkla gezmek

GO BOIL YOUR HEAD : English Turkish

interj. defol, git başımdan

GO BROKE : English Turkish

meteliğe kurşun atmak, beş parasız kalmak

GO BUST : English Turkish

iflas etmek

GO BY : English Turkish

göre davranmak, göre hareket etmek, izlemek, geçip gitmek, kaçmak, geçmek

GO BY THE BOARD : English Turkish

denize düşmek, suya düşmek, boşa çıkmak

GO BY THE NAME : English Turkish

diye bilinen, olarak bilinen,-isimle tanınan

GO CART : English Turkish

oyuncak bebek arabası, çocuk arabası, tay tay arabası, bebek arabası, yürüme arabası (bebek), yarış arabası

GO CLUBBING : English Turkish

gece kulüplerine gitmek, dans etmek ve sosyalleşmek için gece kulüplerine gitmek

GO COLD TURKEY : English Turkish

v. alışkanlıktan aniden vazgeçmek, bir alışkanlığı birden ve tamamen bırakmak (sigara içmek gibi); bir alışkanlıktan ani bir şekilde ve tamamen vazgeçmek; bir şeyi hazırlıksız veya deneyimsiz yapmaya başlamak veya yapmak

GO COMMANDO : English Turkish

v. giyinik ancak iç çamaşırsız olmak, pantolonun altına iç çamaşırı giymemek, iç çamaşırı giymemek

GO COUNTER TO : English Turkish

v. karşı çıkmak, karşı olmak, muhalefet etmek

GO CRACKERS : English Turkish

v. delirmek, keçileri kaçırmak

GO CRAZY : English Turkish

çıldırmak, delirmek

GO DEEPLY INTO : English Turkish

esaslıca incelemek

GO DOWN : English Turkish

atmak, kötüleşmek, gitgide çökmek, kesilmek, düşmek, inmek, geçmek, yazılmak, mahvolmak, perişan olmak, yenilmek, onaylanmak, beğenilmek, yatağa düşmek, hastalanmak, üniversiteden ayrılmak, tatile çıkmak

GO DOWN IN HISTORY : English Turkish

v. tarihe geçmek

GO DOWN ON : English Turkish

oral çekmek, oral seks yapmak (Argo)

GO DOWN ON ONE'S KNEES TO : English Turkish

v. diz çökmek, ayaklarına kapanmak

GO DOWN THE DRAIN : English Turkish

oşa gitmek

GO DOWN THE TUBE : English Turkish

oşa gitmek, ziyan olmak, değersiz hale gelmek