English Turkish
HAWK : English Turkish
n. atmaca, şahin, doğan, açgözlü ve saldırgan tip, sertlik yanlısı politikacı, boğazını temizleme, öksürerek balgam çıkarma, sıvacı tahtası, harç tahtası
HAWK : English Turkish
v. avlanmak, avlamak, seyyar satıcılık yapmak, işportacılık yapmak, çıkarmak, yaymak, öksürmek, boğazını temizlemek
HAWK EYED : English Turkish
şahin gözlü, keskin gözlü
HAWK MOTH : English Turkish
n. sphinx kelebeği, kene
HAWK NOSE : English Turkish
n. kanca burun, gaga burun
HAWK NOSED : English Turkish
kanca burunlu, gaga burunlu
HAWK UP : English Turkish
oğazını temizlemek, balgam çıkarmak
HAWK-EYED : English Turkish
keskin bakışlı, çok keskin bakışa sahip olmak, uzaktaki nesneleri çok net görebilmek (şahin gibi)
HAWKER : English Turkish
n. işportacı, seyyar satıcı, şahinle avlanan avcı, doğancı
HAWKEYE : English Turkish
n. Hawkeye (keskin bakış), Iowa eyaleti vatandaşlarına verilen takma ad (ABD); her şeye dikkat eden ve herşeyi gözlemleyen insan için kullanılan takma ad, keskin bakışlı kişi
HAWKEYED : English Turkish
adj. keskin gözlü, şahin gözlerine benzer göze sahip olma, şahinin keskin bakışına sahip olma
HAWKING : English Turkish
n. Hawking, soyadı; Stephen Hawking (1942 doğumlu), önde gelen İngiliz fizikçi (kuantum fiziği, kara delikler ve büyük patlama teorisi hakkındaki fikirleri ile ünlü olan)
HAWKING : English Turkish
n. avlanma sporu, şahin veya doğanlarla avlanma sporu; sokakta bağırarak satma eylemi
HAWKISH : English Turkish
adj. şahin gibi, şahine benzer; saldırgan ve savaşçı bir siyasi politikayı savunan
HAWKISH POSITION : English Turkish
savaş yanlısı pozisyon, güçlü bir askeri güce dayalı saldırgan bir dış politikayı savunan pozisyon, uzlaşmaya karşı olan pozisyon
HAWKISH STANCE : English Turkish
savaş yanlısı tutum, güçlü bir askeri güce dayalı saldırgan bir dış politikayı savunan tutum, uzlaşmaya karşı olan pozisyon
HAWKISH STAND : English Turkish
savaş yanlısı duruş, güçlü bir askeri güce dayalı saldırgan bir dış politikayı savunan pozisyon, uzlaşmaya karşı olan pozisyon
HAWKISH VIEWS : English Turkish
savaş yanlısı görüşler, güçlü bir askeri güce dayalı saldırgan bir dış politikayı savunan pozisyon, uzlaşmaya karşı olan pozisyon
HAWKLIKE : English Turkish
adj. şahine benzeyen, şahinle ilgili, şahinin özellikleri
HAWKMOTH : English Turkish
n. kelebek, hızlı uçabilen ve nektar içerken havada aynı yerde durabilen kelebek türü
HAWKSHAW : English Turkish
n. dedektif, hafiye, ajan
HAWSE : English Turkish
n. loça
HAWSE HOLE : English Turkish
loça deliği, çapa zincirinin geçtiği delik
HAWSER : English Turkish
n. palamar, halat
HAWTHORN : English Turkish
n. alıç, akdiken
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani