English Turkish
HAWTHORNE : English Turkish
n. Hawthorne, soyadı; Nathaniel Hawthorne (
1864), Amerikalı yazar ve hikâyeci; Kaliforniya ve New Jersey'de bir şehir (ABD)
HAY : English Turkish
n. Hay, soyadı; John Milton Hay (
1905), Amerikalı siyasetçi ve yazar
HAY : English Turkish
n. saman, kuru ot, ot, esrar, azıcık para
HAY FEVER : English Turkish
saman nezlesi, bahar nezlesi
HAYAKAWA : English Turkish
n. Hayakawa, Japon soyadı; Samuel Ichiye Hayakawa (
1992), Kaliforniya'dan senatör olarak görev yapan Kanada doğumlu ABD anlam bilimci ve politikacı (
1983); Tokuji Hayakawa (
1980), 1912'de kurulan Sharp Şirketinin Japon kurucusu ve 1915'de mekanik kurşun kalemin mucidi
HAYBOTE : English Turkish
n. tahta ödeneği, çit veya duvarlarının onarımı için kiracıya verilen odun yardımı, çitlerin tamiri için verilen tahta ödeneği
HAYCOCK : English Turkish
n. tınaz, tarlaya yığılmış ot yığını
HAYDN : English Turkish
n. Haydn, soyadı; Franz Joseph Haydn (
1809), klasik senfonin gelişiminde çok etkili olan Avusturyalı besteci
HAYES : English Turkish
n. Hayes, soyadı; Rutherford B. Hayes (
1893), Amerika Birleşik Devletleri'nin 19'uncu cumhurbaşkanı
HAYES COMMAND SET : English Turkish
hayes komuta seti, modem işletme standardı
HAYES COMPATIBLE MODEM : English Turkish
Hayes Uyumlu Modem, hayes komuta seti ile çalışan modem
HAYFIELD : English Turkish
n. otlak, çayır
HAYFORK : English Turkish
n. dirgen, yaba
HAYING : English Turkish
n. harman, otların biçilmesi; çimlerin biçildiği, kurutulduğu ve yem için saklandığı mevsim
HAYLOFT : English Turkish
n. samanlık
HAYMAKER : English Turkish
n. tırpancı, saman makinesi, tınaz makinesi, patoz, nakavt eden yumruk
HAYMAKING : English Turkish
n. kuru ot üretimi, otları kesme ve yem yapmak için saklama işi; devam ederken uygun durumdan avantaj sağlama
HAYMOW : English Turkish
n. tınaz, ambar içinde saklanan saman; samanlık, samanın saklandığı yer
HAYRACK : English Turkish
n. otluk, saman tutmak için kullanılan parmaklıklı çerçeve
HAYRICK : English Turkish
n. kuru ot yığını, sap yığını
HAYRIDE : English Turkish
n. saman arabasında yolculuk etme, saman vagonunda yapılan eğlenceli gezinti
HAYSEED : English Turkish
n. ot tohumu, köylü, hödük, ahmak
HAYSTACK : English Turkish
n. kuru ot yığını, sap yığını
HAYWARD : English Turkish
n. Hayward, soyadı; Kaliforniya'da bir şehir (ABD)
HAYWIRE : English Turkish
n. balya bağlama teli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani