Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HIDDEN AGENDA : English Turkish

gizli gündem, gizli amaç, gizli ajanda, sır olarak tutulan gerçek amaçlar, ortaya konulmamış planlar

HIDDEN DEFECT : English Turkish

gizli kusur, gizli bozukluk, gizli ayıp, ilk bakışta görülemeyecek kusur, dışardan görünmeyen kusur

HIDDEN FILE : English Turkish

gizli dosya, (Bilgisayar) bir dosya listesinde görünmeyen dosya (genelde etkinleştirme sistemindeki servis dosyasında)

HIDDEN HAND : English Turkish

gizli el, saklı ek

HIDDEN HATE : English Turkish

gizli öfke, saklı öfke, bir kimsenin kalbinde saklı tuttuğu öfke

HIDDEN MEANING : English Turkish

gizli anlam, saklı anlam, gizlenmiş amaç veya hedef, açığa çıkarılmamış mana

HIDDEN MESSAGE : English Turkish

gizli mesaj, saklı mesaj, saklanmış mesaj

HIDDEN SCROLL : English Turkish

gizli liste, saklı liste

HIDDEN SIDE : English Turkish

gizli taraf, saklı taraf, zor görülen taraf, diğerlerinden saklanan taraf

HIDDEN TEXT : English Turkish

gizli metin, bir Word işlemcisinin görüntüleme ekranında görünen ancak belge yazdırıldığında yazılı olarak çıkmayan metin

HIDDEN UNEMPLOYMENT : English Turkish

gizli işsizlik, part-time olarak ve becerilerinin altında işlerde çalışan kimselerden dolayı resmî rakamlara yansımayan işsizlik oranı

HIDDENNESS : English Turkish

n. gizlilik, gizli olma durumu, saklılık, saklı olma durumu, örtülü olma durumu; belirsizlik, karanlık, pusluluk, görünmesi zor olma durumu

HIDE : English Turkish

n. deri, cilt, post, ortaçağ arazi ölçü birimi

HIDE : English Turkish

v. saklamak, gizlemek, saklı tutmak, saklanmak, derisini yüzmek, dayak atmak, dövmek, pataklamak

HIDE AND GO SEEK : English Turkish

n. saklambaç, saklambaç oyunu, bir oyuncu gözlerini kapattıktan ve diğer oyuncular saklandıktan sonra gözlerini kapatmış olan oyuncunun saklanmış olanları bulmaya çalıştığı oyun

HIDE AND SEEK : English Turkish

saklambaç

HIDE BEHIND : English Turkish

v. arkasına saklanmak

HIDE FROM VIEW : English Turkish

v. göz önünden kaldırmak, ortadan kaldırmak

HIDE ONE'S FACE : English Turkish

yüzünü gizlemek, yüzünü saklamak, utançtan aşağı bakmak, yüz kızarıklığından başka yöne bakmak

HIDE ONE'S LIGHT UNDER THE BUSHEL : English Turkish

yeteneğini gizlemek, örnek olmak istememek

HIDE ONESELF : English Turkish

v. saklanmak, gizlenmek

HIDE OUT : English Turkish

v. saklanmak, gizlenmek

HIDEAWAY : English Turkish

n. saklanma yeri, gizleme yeri, sayfiye evi

HIDEBOUND : English Turkish

adj. dar görüşlü, geri kafalı, tutucu

HIDEOUS : English Turkish

adj. çirkin, iğrenç, korkunç