Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

HOC : English Turkish

pron. bu (Latince)

HOCK : English Turkish

n. rehin, Ren şarabı, Alman şarabı, iç diz (hayvan), diz içi (hayvan)

HOCK : English Turkish

v. rehine vermek, diz içi kirişlerini kesmek, topal etmek

HOCK SHOP : English Turkish

n. rehinci dükkânı

HOCKEY : English Turkish

n. hokey

HOCKEY STICK : English Turkish

hokey sopası

HOCKNEY : English Turkish

n. Hockney, soyadı; David Hockney (1937 doğumlu), İngiliz ressam, fotoğrafçı ve grafik sanatçısı

HOCKSHOP : English Turkish

n. rehinci, rehinci dükkânı, tefeci, karşılığında birtakım kişisel eşyaları alarak faizle kredi veren dükkân

HOCUS : English Turkish

v. aldatmak, oyun etmek, sersemletmek, uyuşturucu vermek, uyuşturucu katmak

HOCUS POCUS : English Turkish

hokus pokus, el çabukluğu, hile, üçkâğıt

HOD : English Turkish

n. duvarcı teknesi, sırt teknesi, kömür kovası

HOD CARRIER : English Turkish

n. duvarcı yamağı, inşaat işçisi

HODDEN : English Turkish

n. aba, İskoçya'da üretilen boyasız kaba bir yünlü kumaş

HODGE : English Turkish

n. köylünün simgesi

HODGE PODGE : English Turkish

n. türlü, sebze çorbası, karışım, karışık şey

HODGEPODGE : English Turkish

n. ezme, karışım, püre, türlü; heterojen karışım, ayrık karışım, çok türlü karışım; karışıklık, karmaşıklık, karmaşa, düzensizlik

HODGKIN : English Turkish

n. Hodgkin, soyadı

HODGKIN'S DISEASE : English Turkish

n. Hodgkin hastalığı, lenf düğümlerini ve aynı zamanda dalak ve karaciğeri de etkileyen kötü huylu ilerleyen hastalık (Medikal)

HODGKIN'S LYMPHOMA : English Turkish

n. Hodgkin lenfoma, (Medikal) lenf düğümlerini ve aynı zamanda dalak ve karaciğeri de etkileyen kötü huylu ilerleyen hastalık

HODIERNAL : English Turkish

adj. bugüne ait, bugünün, bugün ile ilgili, bugüne özgü

HODJA : English Turkish

n. hoca

HODMAN : English Turkish

n. amele, duvarcı yamağı, makine işçisi, niteliksiz yazar

HODOMETER : English Turkish

n. kilometre sayacı

HOE : English Turkish

n. çapa

HOE : English Turkish

v. çapalamak