Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOLLANDER : English Turkish

n. flemenk, hollandalı

HOLLANDISH : English Turkish

adj. hollanda

HOLLANDS : English Turkish

n. hollanda cini, cin

HOLLER : English Turkish

v. seslenmek, bağırmak

HOLLO : English Turkish

n. bağırma

HOLLO : English Turkish

v. bağırmak

HOLLOA : English Turkish

n. bağırma

HOLLOA : English Turkish

v. bağırmak

HOLLOW : English Turkish

n. boşluk, çukur

HOLLOW : English Turkish

v. oymak, çukur açmak, kazmak

HOLLOW : English Turkish

adj. boş, kof, delikli, oyuk, delik, boşluktan gelen, aç, sahte, yalan, çökük, çökmüş, çukur

HOLLOW : English Turkish

adv. boş bir şekilde, tamamen, bütünüyle

HOLLOW BIT : English Turkish

v. oyma keskisi, oluklu kalem

HOLLOW CHARGE : English Turkish

gaz gücüyle bir kalkanı kırmak için kullanılan patlayıcı

HOLLOW CHEEKED : English Turkish

avurtları çökmüş, çukur yanaklı

HOLLOW CHEEKS : English Turkish

çökük avurtlar, elmacık kemikleri altındaki derin boşluklar

HOLLOW EYED : English Turkish

çukur gözlü

HOLLOW HEARTED : English Turkish

samimiyetsiz, içten olmayan, yürekten olmayan

HOLLOW OUT : English Turkish

oymak, çukur açmak, kazmak

HOLLOW SQUARE : English Turkish

n. kale düzeni

HOLLOW TILE : English Turkish

n. delikli tuğla, oluklu tuğla

HOLLOW VOICE : English Turkish

oş ses, örtülü ses, kısılmış ses, zayıf ses

HOLLOW-EYED : English Turkish

çukur gözlü, çukur gözleri olan

HOLLOWED : English Turkish

adj. oyuk, oyuklu, çukur, çukurlu, içinde boşluk olan

HOLLOWED-OUT STATE : English Turkish

n. oyuk devlet, gücü zayıflatılmış ve aynı zamanda meşruiyetine karşı meydan okunulan devlet veya ülke, meşruiyeti dışındaki oluşumları dışlayan ancak gerçekte bir gücü olmayan devlet