Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOT GOSPELER : English Turkish

n. aşırı dinci kimse, sofu, ateşli din propagandacısı

HOT HEADED : English Turkish

adj. sinirli, asabi, hiddetli

HOT KEY : English Turkish

geçiş tuşu, basıldığında daha önceden belirlenmiş olan bir işlevi yerine getiren tuş; kısa yol tuşu, bir klavyedeki kısa yol tuşu (Bilgisayar)

HOT LINE : English Turkish

direkt hat

HOT MILK : English Turkish

sıcak süt, ısıtılmış süt

HOT MONEY : English Turkish

parasal kaynak, dış kaynaklı sermaye

HOT OIL MANICURE : English Turkish

n. sıcak yağ manikürü

HOT PANTS : English Turkish

kısa kadın şortu, kadınların giydiği kısa ve dar şort (1970'li yıllarda popülerdi); şiddetli cinsel ilişkiye girme arzusu, aşırı seks yapma isteği (Argo)

HOT PEPPER : English Turkish

acı biber, çok acı biber, yenildiğinde yanma hissi veren biber

HOT PLATE : English Turkish

elektrik ocağı, elektrikli ocak, taşınabilir pişirme aleti

HOT POT : English Turkish

n. güveç

HOT POTATO : English Turkish

pişmiş patates, fırınlanmış patates (Argo); tartışmalı özelliğinden dolayı sakınılan konu, tartışmalı mesele

HOT POTATOES : English Turkish

n. çetin ceviz, başa çıkılması zor tip

HOT ROD : English Turkish

motoru güçlendirilmiş araba, takviyeli araba

HOT SALE : English Turkish

sıcak satış, çok güzel işlem; çok güzel indirim, büyük indirim

HOT SEAT : English Turkish

pilot fırlatma koltuğu, elektrikli sandalye

HOT SHEET : English Turkish

çalınmış eşyalar listesi

HOT SOUP : English Turkish

sıcak çorba, ısıtılmış çorba, sıcak servis edilen çorba

HOT SPELL : English Turkish

n. sıcak hava

HOT SPOT : English Turkish

sıcak bölge, sorunlu bölge, eğlence yeri, gece kulübü

HOT SPRING : English Turkish

n. kaplıca, ılıca

HOT SPRINGS : English Turkish

kaplıcalar, sıcak çeşmeler (doğal bir şekilde sıcak suyu bulunan kaynak suyu)

HOT STUFF : English Turkish

mükemmel kimse, harika şey, seksi kimse

HOT TEA : English Turkish

sıcak çay, sıcak servis edilen çay

HOT TEMPER : English Turkish

çabuk sinirlenme, çabuk alevlenme, hemen kızma