Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOT TEMPERED : English Turkish

çabuk sinirlenen, çabuk alevlenen, hemen kızan

HOT TIME : English Turkish

üyük eğlence

HOT TOPIC : English Turkish

n. güncel tema, sıcak gündem maddesi; tartışmalı mesele, bir görüşmenin tartışmalı konusu

HOT UP : English Turkish

ısıtmak, heyecanlandırmak, ısınmak, heyecanlanmak, tahrik olmak

HOT WAR : English Turkish

sıcak savaş

HOT WATER : English Turkish

sıcak su ile yapılan, sıcak su

HOT WATER BOTTLE : English Turkish

sıcak su torbası

HOT WEATHER : English Turkish

sıcak hava, görece olarak yüksek derecede hava, sıcak ve kuru olan hava

HOT WELL : English Turkish

sıcak kaynak, sıcak su kuyusu, suyu doğal bir şekilde sıcak olan kaplıca

HOT WORDS : English Turkish

ağır sözler, öfkeli sözler

HOT-BLOODED : English Turkish

adj. çabuk heyecanlanan, çabuk sinirlenen, ateşli, öfkeli, sinirli

HOT-BULB ENGINE : English Turkish

n. kafadan kızdırmalı motor, sıcak yanma hazneli motor

HOT-SEATING : English Turkish

ardı ardına gelen yarışmalarda aynı kayıktan ancak yedek kayıkçılardan yararlanma (kayıkçılar tarafından kullanılan mesleki bir terim)

HOT-WATER BAG : English Turkish

sıcak su torbası, sıcak su ile doldurulan esnek lastik torba (vücudun belli bölümlerini ısıtmak için kullanılır)

HOTBED : English Turkish

n. sera toprağı, yatak, yuva

HOTBOT : English Turkish

n. Hotbot, İnternet arama motoru

HOTCHPOT : English Turkish

n. mirası eşit dağıtmak için mülklerin bölünmesi

HOTCHPOTCH : English Turkish

n. türlü, sebze çorbası, karışım, karmakarışık şey

HOTDOG : English Turkish

v. karmaşık manevralar yapmak (sporda); gösteri yapmak, başkalarını etkilemek amacıyla karmaşık manevralar yapmak

HOTDOG : English Turkish

n. bir çeşit sosis (özellikle de sandviç içinde servis edilir); başkalarını etkilemek amacıyla karmaşık manevralar yapan kimse

HOTDOG IN A BUN : English Turkish

n. sandviç içinde servis edilen hot dog, sosisli sandviç

HOTEI : English Turkish

n. Hotei, mutluluk ve memnuniyetin yedi tanrısından biri, Gülen Buda (Japon folkloru)

HOTEL : English Turkish

n. otel

HOTEL CHAIN : English Turkish

otel zinciri, seyahat eden kimselere konaklama ve bazen de yemek servisi sağlayan müesseseler ağı

HOTEL KEEPER : English Turkish

n. otelci, otel işletmecisi