English Turkish
IDLI : English Turkish
n. (Güney Asya) buharda pişirilen ve kahvaltıda yenilen bir pirinç keki
IDLING : English Turkish
n. aylaklık etme, tembellik etme, boşta çalışma, rolântide olma
IDLY : English Turkish
adv. boş boş, boş bir şekilde, tembel tembel, aylak aylak
IDO : English Turkish
n. İdo, Esperandido, uluslararası kullanımı amaçlayan Louis Couturat tarafından geliştirilen ve 1907'de sunulan Esperanto diline dayalı olan yapay dil, Esperanto dilinin tekrar gözden geçirilmiş ve basitleştirilmiş hali
IDOL : English Turkish
n. idol, put, tapılan kimse, saplantı
IDOL OF THE MASSES : English Turkish
kitlelerin idolü, ünlü kimse, şöhretli isim, herkesin ilgi gösterdiği ve hayran olduğu kimse
IDOLATER : English Turkish
n. putperest, tapan kimse, hayran
IDOLATRESS : English Turkish
n. putperest (kadın)
IDOLATROUS : English Turkish
adj. taparcasına seven, puta tapan, putperestlik türünden
IDOLATRY : English Turkish
n. putperestlik, puta tapma, tapma
IDOLISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) idolleştirme, gözü kapalı bir şekilde tapınma, derin saygı duyma, büyük hürmet gösterme; idol olarak tapınma (idolization olarak da yazılır)
IDOLISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) idolleştirmek, gözü kapalı bir şekilde tapınmak, derin saygı duymak, büyük hürmet göstermek; idol olarak tapınmak (idolize olarak da yazılır)
IDOLIZATION : English Turkish
n. (Amerikan İngilizcesi) idolleştirme, gözü kapalı bir şekilde tapınma, derin saygı duyma, büyük hürmet gösterme; idol olarak tapınma (idolisation olarak da yazılır)
IDOLIZE : English Turkish
v. putlaştırmak, tapmak
IDOLIZED : English Turkish
adj. idolleştirilmiş, tapınılan, büyük saygı duyulan, büyük hayranlık duyulan
IDOLIZED HIM : English Turkish
onu idolleştirdi, ona tapındı, ona büyük saygı duydu, ona büyük hayranlık duydu
IDOLIZER : English Turkish
n. idolleştiren kimse, tapınan kimse, büyük saygı duyan kimse, büyük hayranlık duyan kimse
IDROCONCIRCLE : English Turkish
n. içine bir obje atıldığında suda oluşan halkala (objenin su ile temas ettiği noktanın eş merkezli olduğu bir şekilde)
IDYL : English Turkish
n. idil, pastoral şiir, saf aşk, rüya gibi durum
IDYLL : English Turkish
n. idil, pastoral şiir, temiz aşk, rüya gibi durum
IDYLLIC : English Turkish
adj. pastoral, kır hayatına ait, cennet gibi, tertemiz, sessiz, sakin
IDYLLICALLY : English Turkish
adv. berrak ve canlı bir şekilde; rüya gibi bir durum şeklinde, huzurlu bir şekilde
IE : English Turkish
İnternet Gezgini, Microsoft tarafından üretilen ağ tarayıcısı
IE : English Turkish
"id est (yani)", yani, (Latince) that is to say (yani), yani, demek oluyor ki, örneğin
IEC : English Turkish
İsrail Elektrik Şirketi, İsrail devletinde kullanılan elektriğin büyük kısmını üreten ve dağıtan İsrail şirketi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani