English Turkish
IMBALANCED : English Turkish
adj. dengesiz, dengede olmayan, istikrarsız olan; koordine olmamış
IMBECILE : English Turkish
n. embesil, geri zekâlı, geri zekâlı kimse
IMBECILE : English Turkish
adj. embesil, geri zekâlı, ahmak
IMBECILIC : English Turkish
adj. embesillik ile ilgili, budalalık ile ilgili (Psikoloji); salakça, aptalca, budalaca, ahmakça
IMBECILITY : English Turkish
n. embesillik, geri zekâlılık, ahmaklık
IMBED : English Turkish
v. içine koymak, içine yerleştirmek; sıkıca sarmalamak, çevirmek, çevrelemek (embed olarak da yazılır)
IMBEDDED : English Turkish
adj. içine konulmuş, içine yerleştirilmiş; sıkıca sarmalanmış, çevrilmiş, çevrelenmiş (embedded olarak da yazılır)
IMBIBE : English Turkish
v. içine çekmek, içmek, kapmak, öğrenmek, kafa çekmek
IMBIBER : English Turkish
n. alkol içen kimse, kafayı çeken kimse; emen veya içine çeken şey
IMBIBITION : English Turkish
n. içme; emme, imbikleme; içine alma, alma
IMBIBITIONAL : English Turkish
adj. içme ile ilgili; emme ile ilgili, imbikleme ile ilgili; içine alma ile ilgili, alma ile ilgili
IMBREX : English Turkish
n. (Latince) derz kiremidi, kapama kiremidi, yan yana gelen düz veya kavisli iki kiremidin birleşim yerini örten dışbükey kiremit (antik Roma'da kullanılırdı)
IMBRICATE : English Turkish
v. kiremit gibi düzenlenmek, birbirine geçmek
IMBRICATED : English Turkish
adj. üst üste konulmuş, üst üste bindirilmiş, birbiri üstüne gelen bölmeler halinde örtülmüş; birbiri üstüne binen kenarları olan (çatı kiremitleri gibi)
IMBRICATION : English Turkish
n. kenarları üst üste binme, birbirine bindirme; birbiri üstüne bindirilmiş çatı kiremitlerine benzeyen hat
IMBROGLIO : English Turkish
n. karmaşık durum, karışık iş, karışıklık, anlaşmazlık
IMBRUE : English Turkish
v. bulaştırmak, ıslatmak, boyamak
IMBRUED : English Turkish
adj. lekelenmiş; doldurulmuş, dolmuş, doyurulmuş, doymuş, emdirilmiş
IMBUE : English Turkish
v. kafasına sokmak, telkin etmek, aşılamak, dolduruşa getirmek
IMBUED WITH : English Turkish
-le doldurulmuş,
le dolmuş,
le doyurulmuş,
ye doymuş,
le emdirilmiş
IMBUED WITH LOVE : English Turkish
aşk dolmuş, aşk ile dolu, sevgi ile dolu
IMBUEMENT : English Turkish
n. doldurulma, dolma, doyurulma, doyma, emdirilme, bir madde yedirilme
IMC : English Turkish
İnternet Posta Konsorsiyumu, İnternet'te hızla büyüyen elektronik posta dünyasını işbirliği içinde yönetme ve düzenlemesini amaçlayan uluslararası örgüt
IMCO : English Turkish
enim şahsi firkrim, iyi düşündükten sonra benim fikrim
(İnternet argosu)
IMF : English Turkish
Uluslararası Para Fonu, döviz kurlarına istikrar getirmek ve uluslararası ticareti kolaylaştırmak için 1944'te kurulan hususi BM kurumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani