English Turkish
IMMACULACY : English Turkish
n. saflık, paklık; kusursuzluk, mükemmellik; tek renklilik, tek renkten oluşma durumu (Biyoloji)
IMMACULATE : English Turkish
adj. saf, masum, tertemiz, lekesiz, kusursuz
IMMACULATE CONCEPTION : English Turkish
Meryem Ana'nın Kutsal Ruh tarafından hamile bırakıldığını belirten kuram (Hıristiyanlık)
IMMACULATELY : English Turkish
adv. lekesiz bir şekilde, tertemiz olarak; mükemmel bir şekilde, hatasız bir şekilde
IMMACULATENESS : English Turkish
n. lekesizlik, temizlik, saflık, katışıksızlık; mükemmellik, hatasızlık; tek renklilik (Biyoloji)
IMMANE : English Turkish
adj. kocaman, çok büyük; aşırı derecede büyük; devasa; insanüstü; acımasız, hiddetli
IMMANENCE : English Turkish
n. her yerde bulunma
IMMANENCY : English Turkish
n. her yerde bulunma
IMMANENT : English Turkish
adj. özünde var olan, her yerde bulunan, hazır ve nazır
IMMANENTLY : English Turkish
adv. doğal olarak, doğuştan bir şekilde, her yerde bulunan bir şekilde, içkin olarak
IMMANUEL : English Turkish
n. Immanuel, erkek ismi; soyadı
IMMANUEL KANT : English Turkish
n. Immanuel Kant, (
1804) Prusyalı metafizikçi ve filozof, "Sadece Aklın sınırları içinde Din" ve "Yargının Eleştirisi" yazarı
IMMATERIAL : English Turkish
adj. maddi olmayan, ruhani, önemsiz, davayı etkilemeyen
IMMATERIAL VARIANCE : English Turkish
önemsiz farklılık, ehemmiyetsiz varyans
IMMATERIALITY : English Turkish
n. manevi olma durumu, esasla ilgisi olmama durumu; fiziksel olmayan; önemsizlik, önemli olmamam durumu
IMMATERIALLY : English Turkish
adv. manevi bir şekilde, tinsel bir şekilde; önemsiz bir şekilde, ehemmiyetsiz bir şekilde
IMMATERIALNESS : English Turkish
n. manevilik, tinsellik; önemsizlik, ehemmiyetsizlik
IMMATURE : English Turkish
adj. gelişmemiş, olgunlaşmamış, ham
IMMATURE TEENS : English Turkish
olgunlaşmamış gençler, yetişkin olmayan genç insanlar, henüz büyümemiş gençler
IMMATURELY : English Turkish
adv. olgunlaşmamış bir şekilde, yetişmemiş bir şekilde; erken bir şekilde; çocukça
IMMATURITY : English Turkish
n. gelişmemişlik, hamlık, toyluk
IMMEASURABILITY : English Turkish
n. ölçülemezlik, ölçülmezlik, ölçülemez olma durumu
IMMEASURABLE : English Turkish
adj. ölçülmez, sonsuz, sınırsız
IMMEASURABLENESS : English Turkish
n. ölçülemezlik, ölçülmezlik, ölçülemez olma durumu, ölçülemeyecek kadar büyük olma durumu; büyüklük, devasalık, çok büyük olma durumu
IMMEASURABLY : English Turkish
adv. ölçülemez bir şekilde; kocaman bir şekilde, devasa bir şekilde, çok büyük bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani