Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMMITIGABLE : English Turkish

adj. hafifletilemez, yatıştırılamaz, dindirilemez, daha az ağır hale getirilemez

IMMIX : English Turkish

v. karıştırmak, birbirine karıştırmak, katmak, birbirine katmak, iç içe geçirmek

IMMIXTURE : English Turkish

n. karıştırma, birbirine karıştırma, katma, birbirine katma, iç içe geçirme; katılma, katılım

IMMOBILE : English Turkish

adj. hareketsiz, oynamaz, sabit, durağan

IMMOBILISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) hareketsiz kılma, kımıldayamaz hale getirme, sabitleme, hareketini sınırlama; madenî veya kâğıt paraların tedavülden çekilmesi (immobilization olarak da yazılır)

IMMOBILISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) hareketsiz kılmak, kımıldayamaz hale getirmek, sabitlemek, hareketini sınırlamak; (Finans) madenî veya kâğıt paraları tedavülden çekmek; (Finans) varlıkları sabit sermayeye dönüştürmek (immobilize olarak da yazılır)

IMMOBILITY : English Turkish

n. hareketsizlik, sabitlik

IMMOBILIZATION : English Turkish

n. sabitleme, hareketsiz hale getirme, tedavülden çekme, bloke etme, bağlama

IMMOBILIZE : English Turkish

v. sabitlemek, hareketsiz hale getirmek, tedavülden kaldırmak, bloke etmek

IMMOBILIZED : English Turkish

adj. hareketsiz hale getirilmiş, hareketsizleştirilmiş, devinimsizleştirilmiş

IMMOBILIZER : English Turkish

n. bir araca takılan ve çalınmasını önlemek amacıyla o aracın motorunu durduran elektronik güvenlik sistemi (motor durdurulduktan sonra aygıt çalışmaya başlar ve motorun tekrar çalıştırılmasıyla durur), motor kilidi; hareketi durduran veya sınırlayan şey

IMMODERACY : English Turkish

n. abartı, abartma, aşırılık, mübalağa, şişirme

IMMODERATE : English Turkish

adj. aşırı, dengesiz, çok fazla, ölçüsüz

IMMODERATELY : English Turkish

adv. abartılı bir şekilde, abartmalı bir şekilde, aşırı bir şekilde, mübalağa yaparak, şişirerek

IMMODERATENESS : English Turkish

n. abartılılık, abartmalı olma durumu, aşırılık, aşırı olma durumu, mübalağalı olma durumu, şişirilmişlik

IMMODERATION : English Turkish

n. ölçüsüzlük

IMMODEST : English Turkish

adj. açık saçık, terbiyesiz, utanmaz, edepsiz

IMMODESTLY : English Turkish

adv. hayasızca, küstahça, alçakça, utanmazca; burnu havada bir şekilde, övünerek, kendini beğenmiş bir şekilde

IMMODESTLY DRESSED : English Turkish

adj. açık saçık

IMMODESTY : English Turkish

n. terbiyesizlik, utanmazlık, arsızlık, açık saçıklık

IMMOLATE : English Turkish

v. kurban etmek

IMMOLATED : English Turkish

adj. kurban edilmiş, kurban olarak öldürülmüş, kurban olarak sunulmuş

IMMOLATION : English Turkish

n. kurban etme

IMMOLATOR : English Turkish

n. kurban edilen, kurban olarak sunan, kurban olarak öldüren (özellikle de yakarak)

IMMORAL : English Turkish

adj. ahlaksız, terbiyesiz