Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMMUNE BODY : English Turkish

kanında antikor bulunan vücut, çeşitli hastalıklara karşı bağışıklık kazanmış

IMMUNE SERUM : English Turkish

ağışıklık serumu, vücudu enfeksiyona karşı koruyan hücreler ağı

IMMUNE SYSTEM : English Turkish

ağışıklık sistemi, immün sistemi, antikorlar oluşturan ve vücudu yabancı cisimlerin saldırılarına karşı koruyan sistem

IMMUNE-SYSTEM DISEASE : English Turkish

ağışıklık sistemi hastalığı, immün sistemi hastalığı, vücudun bağışıklık sistemine saldıran hastalık

IMMUNISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) bağışıklık kazandırma, bir hastalığa karşı duyarsızlık kazandırma süreci (immunization olarak da yazılır)

IMMUNISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) bağışıklık kazandırmak, bağışık kılmak, bir hastalığa karşı duyarsız kılmak; aşılama yapmak, aşılama uygulamak; (Hukuk) başkalarının tabi olduğu bir şeye karşı bir kimseyi muaf tutmak veya korumak (immunize olarak da yazılır)

IMMUNISED : English Turkish

adj. (Britanya İngilizcesi) bağışıklık kazandırılmış, bir hastalığa karşı duyarsızlık kılınmış (immunized olarak da yazılır)

IMMUNITY : English Turkish

n. bağışıklık, muafiyet, ayrıcalık, dokunulmazlık, etkilenmeme

IMMUNITY OF KNESSET MEMBERS : English Turkish

Knesset (İsrail parlamentosu) üyelerinin dokunulmazlığı, İsrail parlamentosu üyelerinin kovuşturmaya tabi tutulmadan muaf kılınması

IMMUNIZATION : English Turkish

n. bağışıklık kazandırma, aşılama

IMMUNIZE : English Turkish

v. bağışıklık kazandırmak, muaf tutmak

IMMUNIZED : English Turkish

adj. (Amerikan İngilizcesi) bağışıklık kazandırılmış, bir hastalığa karşı duyarsızlık kılınmış (immunised olarak da yazılır)

IMMUNOABSORBENT : English Turkish

n. çözülmez bir maddeye bağlı olan bir antikor veya antijenden oluşan karışım (kendisine karşılık gelen bir antikor veya antijeni bir çözeltiden ayırmak için kullanılır)

IMMUNOADSORBENT : English Turkish

n. çözülmez bir maddeye bağlı olan bir antikor veya antijenden oluşan karışım (kendisine karşılık gelen bir antikor veya antijeni bir çözeltiden ayırmak için kullanılır)

IMMUNOBLOT : English Turkish

n. immunoblot, bir protein solüsyonunda aranan bir protein olup olmadığını ve varsa eğer miktarını öğrenmek için uygulanan nicel bir yöntem; bir bağışan-bağıştıran tepkimesi uygulamak üzere yaratılan leke

IMMUNODEFICIENCY : English Turkish

n. bağışıklık yetmezliği, immün yetmezliği, genetik veya edinilmiş bir hastalıktan dolayı bağışıklık sisteminin enfeksiyonlarla mücadele edememe durumu

IMMUNOGEN : English Turkish

n. antijen, bağışıklık sağlayan madde

IMMUNOGENETIC : English Turkish

adj. immünogenetik, immünogenetik (kalıtımsal bağışıklık bilimi) ile ilgili, bağışıklık biliminin bağışıklık ile genetik özyapı arasındaki ilişkiyi inceleyen dalı

IMMUNOGENETICALLY : English Turkish

adv. immünogenetik bir şekilde, immünogenetik (kalıtımsal bağışıklık bilimi) ile ilgili bir şekilde, immünogenetiğin (bağışıklık biliminin bağışıklık ile genetik özyapı arasındaki ilişkiyi inceleyen dalının) bakış açısıyla

IMMUNOGENETICS : English Turkish

n. immünogenetik, bağışıklık biliminin bağışıklık ile genetik özyapı arasındaki ilişkiyi inceleyen dalı

IMMUNOGLOBULIN : English Turkish

n. antikor, bağışıklık sistemi koruyucu, vücuttaki enfekte olmuş yabancı cisimleri belirleyen ve etkisiz kılan pek çok kan proteininden herhangi biri; kan serumunun antikorlar içeren parçası (Bağışıkbilim)

IMMUNOLOGIC : English Turkish

adj. immünolojik, immünoloji ile ilgili, bağışıklık bilimi ile ilgili (Biyoloji)

IMMUNOLOGIC DISEASE : English Turkish

immünolojik hastalık, bağışıklık sistemi rahatsızlığının neden olduğu hastalık

IMMUNOLOGICAL : English Turkish

adj. immünolojik, immünoloji ile ilgili, bağışıklık bilimi ile ilgili (Biyoloji)

IMMUNOLOGICAL SYSTEM : English Turkish

ağışıklık sistemi, hastalık ve enfeksiyonlarla mücadele eden vücut hücreleri ağı