Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMPARLANCE : English Turkish

n. (Hukuk) süre uzatımı, dostane bir çözüme ulaşılması amacıyla bir dava sırasında bir tarafa ek süre verilmesi, uzatma, ek süre verme; sürenin uzatımı için yapılan başvuru

IMPART : English Turkish

v. vermek, pay vermek, bildirmek, söylemek, açıklamak, uygulamak

IMPART A SECRET : English Turkish

ir sırrı ortaya dökmek, bir sırrı açıklamak, bir gizi açıklamak

IMPARTATION : English Turkish

n. bağışlama, verme, sunma; bildirme, ortaya dökme, söyleme; ifşa, bildiriş, sunuş, açıklayış, iletim

IMPARTED : English Turkish

adj. bağışlanmış, verilmiş, sunulmuş; bildirilmiş, ortaya dökülmüş, söylenmiş

IMPARTED KNOWLEDGE : English Turkish

paylaşılan bilgi, ifşa edilen bilgi, ortaya dökülen bilgi, sunulan bilgi

IMPARTIAL : English Turkish

adj. tarafsız, yansız, adil

IMPARTIALITY : English Turkish

n. tarafsızlık

IMPARTIALLY : English Turkish

adv. tarafsız bir şekilde, objektif bir şekilde, nesnel bir şekilde, adil bir şekilde, önyargısız bir şekilde

IMPARTIALNESS : English Turkish

n. tarafsızlık, objektiflik, nesnellik, adillik, önyargısızlık

IMPARTIBILITY : English Turkish

n. bölünmezlik, bölünemezlik, ayrılmazlık, parçalara ayrılması imkânsız olma durumu

IMPARTIBLE : English Turkish

adj. bölünemez, ayrılamaz, parçalanamaz, parçalara ayrılması imkânsız

IMPARTIBLY : English Turkish

adv. bölünemez bir şekilde, ayrılamaz bir şekilde, parçalanamaz bir şekilde, parçalara ayrılması imkânsız bir şekilde

IMPARTMENT : English Turkish

n. bağışlama, bahşetme, verme, sunma; iletim, ifşa, meydana çıkarma

IMPASSABILITY : English Turkish

n. geçilemez, aşılamaz, geçilmesi imkânsız olma durumu

IMPASSABLE : English Turkish

adj. geçilmez, aşılamaz

IMPASSABLE ROAD : English Turkish

geçilemez yol, kapalı güzergâh, kapatılmış yol

IMPASSABLY : English Turkish

adv. geçilemez bir şekilde, aşılamaz bir şekilde, geçmesi imkânsız bir şekilde

IMPASSE : English Turkish

n. çıkmaz sokak, çıkmaz, zor durum

IMPASSIBILITY : English Turkish

n. ağrı veya acı çekmeye duyarsızlık; yaralanmaya duyarsızlık; hissizlik, duygusuzluk

IMPASSIBLE : English Turkish

adj. duygusuz, hissiz, acı duymaz

IMPASSIBLY : English Turkish

adv. hissizce

IMPASSION : English Turkish

v. heyecanlandırmak

IMPASSIONED : English Turkish

adj. heyecanlı, ateşli, hırslı

IMPASSIVE : English Turkish

adj. kayıtsız, vurdumduymaz, hissiz, ruhsuz