English Turkish
IMPENITENCE : English Turkish
n. pişman olmama
IMPENITENCY : English Turkish
n. pişman olmama
IMPENITENT : English Turkish
adj. pişman olmayan, tövbe etmeyen
IMPENITENTLY : English Turkish
adv. pişman olmayarak, pişmanlık duymayarak, pişman olmayan bir şekilde
IMPER. : English Turkish
n. "imperative (gereklilik)", gereklilik, zorunluluk; emir, buyruk, komuta; emir kipi, bir emir veya talep durumunda kullanılan biçim (Gramer); emir kipindeki fiil (Gramer)
IMPERATIVAL : English Turkish
adj. emir belirten, emir
IMPERATIVE : English Turkish
n. emir, zorunluluk, emir kipi
IMPERATIVE : English Turkish
adj. zorunlu, mecburi, gerekli, emreden, buyurucu, emir belirten, emir
IMPERATIVE LANGUAGE : English Turkish
(Bilgisayar) yer değiştirme yoluyla değişkenlerin durumunu değiştirmek üzere tasarlanmış programlama dili
IMPERATIVE MODE : English Turkish
emir kipi, buyurma kip, bir fiilin emir biçimi (Gramer)
IMPERATIVE MOOD : English Turkish
emir kipi, buyurma kip, bir fiilin emir biçimi (Gramer)
IMPERATIVELY : English Turkish
adv. emir vererek, emrederek, komut vererek, buyurarak, buyruk bildirerek
IMPERATIVENESS : English Turkish
n. gereklilik, gerekli olma durumu, zorunluluk, kaçınılmaz olma durumu
IMPERCEIVABLE : English Turkish
adj. algılanamaz, algılanabilir olmayan, tespit edilemez, hissedilemez, hissedilebilir olmayan; ince, hafif, azıcık, küçücük, farkına varılamaz olan
IMPERCEPTIBILITY : English Turkish
n. algılanamazlık, algılanabilir olmama durumu, tespit edilemezlik, hissedilemezlik, hissedilebilir olmama durumu; incelik, hafiflik, azıcık olma durumu, küçücük olma durumu, farkına varılamaz olma durumu
IMPERCEPTIBLE : English Turkish
adj. sezilemez, algılanamaz, belli belirsiz, hissedilemez, farkedilemez
IMPERCEPTIBLENESS : English Turkish
n. algılanamazlık, algılanabilir olmama durumu, tespit edilemezlik, hissedilemezlik, hissedilebilir olmama durumu; incelik, hafiflik, azıcık olma durumu, küçücük olma durumu, farkına varılamaz olma durumu
IMPERCEPTIBLY : English Turkish
adv. algılanamaz bir şekilde, algılanabilir olmayan bir şekilde, tespit edilemez bir şekilde, hissedilemez bir şekilde, hissedilebilir olmayan bir şekilde; ince bir şekilde, hafifçe, azıcık bir şekilde, küçücük bir şekilde, farkına varılamaz bir şekilde
IMPERCEPTION : English Turkish
n. algı eksikliği, algısızlık, algılayamama, idrak edememe, idrak eksikliği
IMPERCEPTIVE : English Turkish
adj. algı eksikliği olan, algısız, algılayamayan, idrak edemeyen, idrak eksikliği yaşayan
IMPERCEPTIVELY : English Turkish
adv. algı eksikliği olan bir şekilde, algısızca, algılayamayan bir şekilde, idrak edemeyen bir şekilde, idrak eksikliği yaşayan bir şekilde
IMPERCEPTIVENESS : English Turkish
n. algı eksikliği, algısızlık, algılayamama, idrak edememe, idrak eksikliği
IMPERCIPIENT : English Turkish
adj. algı eksikliği olan, algısız, algılayamayan, idrak edemeyen, idrak eksikliği yaşayan
IMPERFECT : English Turkish
n. hikâye birleşik zamanı
IMPERFECT : English Turkish
adj. tamamlanmamış, eksik, kusurlu, bozuk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani