Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN OBEDIENCE TO : English Turkish

-ya uyarak,
ya baş eğerek,
ya saygı duyarak,
ya göre

IN OCTOBER : English Turkish

adv. ekimde

IN OFFICE : English Turkish

iktidarda, güçte, otorite elinde, yönetim elinde

IN OLD TIMES : English Turkish

adv. eskiden

IN OLDEN DAYS : English Turkish

eskiden, önceden, eski günlerde, geçen zamanlarda, uzun zaman önce, yıllar öncesinde

IN ONE BASKET : English Turkish

tek sepette, bir yerde, bir arada, hepsi birlikte bir arada

IN ONE PIECE : English Turkish

tek parça, iyi ve sağlıklı, yarasız beresiz; tek birim halinde

IN ONE WAY OR ANOTHER : English Turkish

adv. bir türlü

IN ONE'S ABSENCE : English Turkish

iri yokken, birinin yokluğunda, bir kimse mevcut değilken, bir kimse orada yokken

IN ONE'S BAD BOOKS : English Turkish

ir kimsenin kara listesinde, bir kimsenin sevmedikleri listesinde

IN ONE'S BARE SKIN : English Turkish

çırılçıplak

IN ONE'S BIRTHDAY SUIT : English Turkish

anadan doğma, çırılçıplak

IN ONE'S BOOK : English Turkish

irinin kitabında, bir kimsenin kitabında, bir kimseye göre yapılması uygun olan şekilde, bir kimsenin inancına uygun olan

IN ONE'S BOSOM : English Turkish

irinin kalbinde, bir kimsenin en derin hislerinde

IN ONE'S CARE : English Turkish

ir kimsenin bakımı altında, bir kimsenin koruması altında, bir kimsenin kontrolü altında, birinin denetimi altında, birinin bakımı altında

IN ONE'S DAY : English Turkish

adv. yaşamında, hayatında, onun zamanında

IN ONE'S GOOD BOOK : English Turkish

irinin iyiler listesinde, bir kimsenin favorileri arasında, bir kimse tarafından sevilen (başka bir kimse)

IN ONE'S HEARING : English Turkish

adj. kulağının dibinde, yanında

IN ONE'S INTEREST : English Turkish

adv. yararına, menfaatine

IN ONE'S MIND'S EYE : English Turkish

irinin akıl gözünde, bir kimsenin hayalinde, birinin aklında

IN ONE'S OWN GOOD TIME : English Turkish

adv. ne zaman canı isterse

IN ONE'S OWN RIGHT : English Turkish

ağımsız olarak, kendi başına, kendi çabasıyla, kendi gayretiyle, kendi kazanımıyla

IN ONE'S POCKET : English Turkish

cebinde, elinde, elinin altında, avucunda, kontrolünde, tamamen bir kimsenin kontrolünde veya sahipliğinde

IN ONE'S RIGHT MIND : English Turkish

adv. aklı başında, akıl sağlığı yerinde

IN ONE'S SHIRT SLEEVES : English Turkish

gömlekle, ceketsiz olarak