English Turkish
IN ITSELF : English Turkish
aslında, başlıbaşına
IN JEOPARDY : English Turkish
tehlikede, riskte
IN JEST : English Turkish
şakacıktan, şaka olarak, şakadan
IN JOKE : English Turkish
adv. şakacıktan, şaka olarak, şakadan
IN JULY : English Turkish
n. temmuzda
IN JUNE : English Turkish
adv. haziranda
IN JUSTICE : English Turkish
adv. adalet önünde, yargı önünde
IN LABOR : English Turkish
doğumda, doğum halinde, doğum yapma durumunda
IN LAMB : English Turkish
adj. gebe (koyun)
IN LARGE : English Turkish
üyük ölçüde, bütünüyle
IN LARGE MEASURE : English Turkish
üyük miktarda, çok
IN LARGE NUMBERS : English Turkish
adv. büyük miktarlarda
IN LARGE QUANTITIES : English Turkish
adv. çok sayıda, büyük miktarda
IN LARGE STEPS : English Turkish
üyük adımlarla, çabuk hareket ederek, hızlı hareket ederek
IN LAW : English Turkish
kayın
IN LAWS : English Turkish
hısımlar, evlilikle oluşan akrabalar, karı veya kocanın yakın akrabaları
IN LAYERS : English Turkish
adv. katmanlar halinde
IN LEADING REINS : English Turkish
adv. sürekli kontrol altında
IN LEADING STRINGS : English Turkish
adv. sürekli kontrol altında
IN LEAF : English Turkish
yapraklı, yapraklarla örtülü
IN LEAGUE WITH : English Turkish
ile müttefik, ile ortak, ile anlaşmalı, ile birlikte hareket eden
IN LEGAL PARLANCE : English Turkish
hukuk dilinde
IN LESS THAN NO TIME : English Turkish
ir anda, çabucak, hemen, hemencecik, çok çabuk, farkına bile varılamayan bir hızda
IN LETTER AND SPIRIT : English Turkish
lafzında ve ruhunda, yazılmış ve bağlı bir şekilde hareket edilen
IN LIEU : English Turkish
adv. yerine, karşılık olarak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani