Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INCLUSIVENESS : English Turkish

n. içerme, dâhil olma, dâhil etme, kapsama, kapsayıcı olma

INCOAGULABILITY : English Turkish

n. pıhtılaşamama, pıhtılaşamama durumu (Tıp)

INCOG : English Turkish

"incognito (imzasız)", imzasız, anonim kimse, kim olduğu bilinmeyen kimse, gerçek kimliği bilinmeyen kimse; adsız, isimsiz

INCOGNISANT : English Turkish

adj. (Britanya İngilizcesi) bilgisiz, bilgisi olmayan, bilinçsiz, farkında olmayan, haberli olmayan (incognizant olarak da yazılır)

INCOGNITA : English Turkish

n. imzasız, anonim kadın, kim olduğu bilinmeyen kadın, gerçek kimliği saklı kadın

INCOGNITA : English Turkish

adj. imzasız, anonim, kim olduğu bilinmeyen, gerçek kimliği saklı (kadın)

INCOGNITA : English Turkish

adv. imzasız bir şekilde, anonim bir şekilde, kim olduğu bilinmeyen bir şekilde, gerçek kimliği saklı bir şekilde (kadın)

INCOGNITO : English Turkish

n. kimliğini gizleyen kimse, kılık değiştirme, tebdili kıyafet, takma ad, sahte kimlik

INCOGNITO : English Turkish

adv. takma adla, kimliğini gizleyerek, kılık değiştirerek, imzasız

INCOGNIZANT : English Turkish

adj. tanımayan, haberi olmayan

INCOHERENCE : English Turkish

n. tutarsızlık, anlamsızlık, ipe sapa gelmeme

INCOHERENCY : English Turkish

n. bağdaşmazlık

INCOHERENT : English Turkish

adj. tutarsız, anlamsız, bağdaşmaz, ipe sapa gelmez, abuk sabuk

INCOHERENTLY : English Turkish

adv. tutarsız bir şekilde, bağlantısız bir şekilde, kopuk bir şekilde; karışık bir şekilde, düzensiz bir şekilde; belirli olmayan bir şekilde, belirgin olmayan bir şekilde, berrak olmayan bir şekilde, açık olmayan bir şekilde

INCOMBUSTIBILITY : English Turkish

n. yanmazlık, alev almazlık, tutuşmazlık, yakılmazlık

INCOMBUSTIBLE : English Turkish

adj. yanmaz, tutuşmaz

INCOMBUSTIBLY : English Turkish

adv. yanmaz bir şekilde, alev almaz bir şekilde, tutuşmaz bir şekilde, yakılmaz bir şekilde

INCOME : English Turkish

n. gelir, kazanç, bütçe

INCOME DISTRIBUTION : English Turkish

gelir dağılımı, gelirin miktarına göre yapılan hanehalkları dağılımı

INCOME EARNER : English Turkish

gelir getiren, ekmek parası kazanan, çalışarak para kazanan, geçim, sağlayan

INCOME ELASTICITY : English Turkish

gelir esnekliği, talebin gelirle ilgili olan esnekliği, talep düzeyinin gelirdeki değişime nasıl cevap verdiğinin ölçümü (Finans)

INCOME FLOW EXPECTANCY : English Turkish

gelir akışı beklentisi, gelir beklentisi, gelir miktarı beklentisi

INCOME GENERATING ASSET : English Turkish

gelir yaratan varlık, gelir oluşturan varlık, kazanç sağladığı için mali olarak değerli olan varlık

INCOME PROPERTY : English Turkish

gelir varlığı, gelir mülkü, kazanç sağlayan varlık yatırımı, kazanç sağlamak amacıyla yapılan mülk yatırımı

INCOME RETURN : English Turkish

n. gelir beyannamesi