English Turkish
INCOMPLIANCE : English Turkish
n. uymama, itaatsizlik, karşı gelme, riayetsizlik, başkalarının istek ve arzularına boyun eğmeyi reddetme
INCOMPLIANCY : English Turkish
n. uymama, itaatsizlik, karşı gelme, riayetsizlik, başkalarının istek ve arzularına boyun eğmeyi reddetme
INCOMPLIANT : English Turkish
adj. uymayan, itaatsizlik eden, karşı gelen, riayetsizlik eden, başkalarının istek ve arzularına boyun eğmeyi reddeden
INCOMPREHENSIBILITY : English Turkish
n. anlaşılmazlık, akıl ermezlik
INCOMPREHENSIBLE : English Turkish
adj. anlaşılmaz, akıl almaz
INCOMPREHENSIBLENESS : English Turkish
n. akıl ermezlik, anlaşılamazlık, kavranamazlık, anlaşılabilir olmama durumu, muğlaklık
INCOMPREHENSIBLY : English Turkish
adv. anlaşılmaz bir şekilde
INCOMPREHENSION : English Turkish
n. idrak eksikliği, anlayamama, akıl almama
INCOMPRESSIBILITY : English Turkish
n. sıkışmazlık, sıkışmama durumu, sıkıştırılamazlık, sıkıştırılamaz olma durumu
INCOMPRESSIBLE : English Turkish
adj. sıkıştırılamaz, sert
INCOMPRESSIBLY : English Turkish
adv. sıkışmaz bir şekilde, sıkıştırılamaz bir şekilde
INCOMPUTABLE : English Turkish
adj. hesap edilemez, hesaplanamaz
INCOMPUTABLY : English Turkish
adv. hesaplanamaz bir şekilde
INCONCEALABLE : English Turkish
adj. saklanamaz, gizlenemez
INCONCEIVABILITY : English Turkish
n. hayal edilebilir olmama durumu, kavranabilir olmama durumu, kavranamazlık; inanması zor olma durumu, inanamazlık, inanılabilir olmama
INCONCEIVABLE : English Turkish
adj. akıl almaz, kavranılamaz, anlaşılmaz, inanılmaz
INCONCEIVABLENESS : English Turkish
n. hayal edilebilir olmama durumu, kavranabilir olmama durumu, kavranamazlık; inanması zor olma durumu, inanamazlık, inanılabilir olmama
INCONCEIVABLY : English Turkish
adv. hayal edilebilir olmayan bir şekilde, kavranabilir olmayan bir şekilde, kavranamaz bir şekilde; inanması zor bir şekilde, inanılabilir olmayan bir şekilde
INCONCLUSIVE : English Turkish
adj. sonuçsuz, yetersiz, ikna edici olmayan
INCONCLUSIVELY : English Turkish
adv. sonuçsuz bir şekilde, neticesiz bir şekilde, bir sonuca ulaşmayan bir şekilde; ikna edemeyen bir şekilde, inandırıcı olmayan bir şekilde; kararsız bir şekilde, iki arada bir derede bir şekilde
INCONCLUSIVENESS : English Turkish
n. sonuçsuzluk, neticesizlik, bir sonuca ulaşmama durumu; ikna edememe durumu, inandırıcı olmama durumu; kararsızlık, iki arada bir derede kalma durumu
INCONDENSABLE : English Turkish
adj. yoğunlaştırılamaz
INCONDITE : English Turkish
adj. kötü yapılmış, kaba, incelikten yoksun
INCONGRUENCE : English Turkish
n. uyuşmazlık, uyumsuzluk, anlaşmazlık
INCONGRUENT : English Turkish
adj. uyuşmayan, uyumsuz, anlaşmayan, anlaşmalı olmayan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani