Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

KEEP ONE'S TRAP SHUT : English Turkish

ağzını tutmak, ağzını kapalı tutmak, sessiz olmak, susmak

KEEP ONE'S WEATHER EYE OPEN : English Turkish

gözünü dört açmak, uyanık olmak

KEEP ONE'S WITS ABOUT ONE : English Turkish

durumu hemen kavramak

KEEP ONE'S WORD : English Turkish

sözünü tutmak

KEEP ONESELF CLOSE : English Turkish

sallanmak, ihtiyatlı davranmak, ortaya çıkmamak

KEEP ONESELF TO ONESELF : English Turkish

kendi başına kalmak, insanlardan kaçmak

KEEP OPTIONS OPEN : English Turkish

seçenekleri açık tutmak, seçme hakkını korumak, seçim yapacak konumda kalmak

KEEP ORDER : English Turkish

düzeni sürdürmek, düzeni korumak

KEEP OUT : English Turkish

uzak tutmak, dışarıda tutmak, içeri almamak, uzak durmak, yaklaşmamak, girmemek

KEEP OUT OF : English Turkish

uzak durmak, yaklaşmamak

KEEP OUT OF MISCHIEF : English Turkish

yaramazlık yapma

KEEP PACE WITH : English Turkish

ayak uydurmak

KEEP PEOPLE FROM THE POLL : English Turkish

insanların oy kullanmalarını önlemek

KEEP POSSESSION OF : English Turkish

elinde tutmak, sahipliğini elinde tutmak,
in sahipliğini korumak

KEEP PRIVATE : English Turkish

v. gizli tutmak

KEEP QUIET : English Turkish

susmak, sessiz olmak, sessiz kalmak, uslu durmak, rahat durmak

KEEP QUIET ABOUT IT : English Turkish

onun hakkında ağzını açma, onun hakkında konuşma, onun hakkında sus

KEEP QUIET! : English Turkish

uslu dur!, sessiz ol, sessizlik!, sus!

KEEP RECORDS : English Turkish

v. defter tutmak

KEEP REFRIGERATED : English Turkish

v. buzdolabında tutunuz

KEEP SCORE : English Turkish

puan saymak, puan hesaplamak (Spor); geçmiş olayların veya eylemlerin kaydını tutmak

KEEP SECRET : English Turkish

gizli tutmak

KEEP SHADY : English Turkish

gizli tutmak, örtbas etmek; saklamak, kendini gizlemek

KEEP SILENT : English Turkish

susmak, sesiz kalmak; söylememek, açığa vurmamak (bilgi, sır, vs.)

KEEP SMB. AT A DISTANCE : English Turkish

v. samimi olmamak, soğuk davranmak