Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
KEEP WARM : English Turkish

v. sıcak tutmak

KEEP WATCH AND WARD : English Turkish

nöbet tutmak

KEEP WITHIN COMPASS : English Turkish

v. sınırları içinde tutmak

KEEP WITHIN DOORS : English Turkish

v. evde oturmak, dışarı çıkmamak

KEEP YOUR EYES PEELED : English Turkish

gözlerini dört aç, gözetim altında tut, tetikte ol

KEEP YOUR EYES SKINNED : English Turkish

gözlerini dört aç, gözetim altında tut, tetikte ol

KEEP YOUR FINGERS CROSSED : English Turkish

v. şans dile, iyi netice dile, iyi sonuçlar iste

KEEP YOUR HAIR ON : English Turkish

sakin ol, boşver, takma kafana

KEEP YOUR PECKER UP : English Turkish

moralini bozma, neşeni bozma, mutlu kal

KEEP YOUR POWDER DRY : English Turkish

her şeye hazırlıklı olmak, mücadele için hazır olmak; düşmanın işini bitirmeye hazır olmak

KEEP YOUR WOOL ON : English Turkish

sakinliğini koru, sakinleş, soğukkanlılığını koru

KEEPER : English Turkish

n. bakıcı, sorumlu, işletmeci, koruyucu, bekçi, muhafız, kaleci

KEEPER : English Turkish

suff. sorumlu, işletmeci, ci

KEEPFIT : English Turkish

n. formda kalmak, vücudun sağlığını korumak için yapılan fiziksel egzersiz

KEEPING : English Turkish

n. koruma, himaye, bakım, geçindirme, işletme, uyum, nezaret

KEEPING : English Turkish

adj. dayanıklı

KEEPING ACCOUNTS : English Turkish

hesap tutmak, mali kayıtlar tutmak

KEEPING ALOOF : English Turkish

n. uzak durma

KEEPING APPLES : English Turkish

kış elması, dayanıklı elma

KEEPING AWAY : English Turkish

uzak durma

KEEPING BUSY : English Turkish

ir şeyle meşgul olmak, aktif olmak, değişik aktivitelerle meşgul olmak

KEEPING ONE'S DISTANCE : English Turkish

mesafeli davranmak, uzak durmak, yüz vermemek

KEEPING ONE'S WORD : English Turkish

sözünü tutma, sözüne sadık olma, sözünü yerine getirme

KEEPING QUIET : English Turkish

uslu durmak, sessiz olmak, gürültü yapmamak

KEEPING SECRET : English Turkish

n. sır tutma