English Turkish
KEEPING THE COMMANDMENTS : English Turkish
emirlere uymak, İncil’e ait emirlere itaat etmek
KEEPING UP-TO-DATE : English Turkish
güncel kalmak, haberlere dikkat etmek, değişime açık olmak, modernleşmeye açık olmak
KEEPS : English Turkish
n. daima (Argo); herkesin kazandığı misketleri kendine aldığı misket oyunu
KEEPS HIMSELF IN THE LIMELIGHT : English Turkish
tüm ilgili üzerine toplamak istiyor, ilgi odağı olmak istiyor, ilgi çekmeye çalışıyor, o bir baş takipçi
KEEPS HIS WORD : English Turkish
sözünü tutuyor, sözünden dönmüyor, vaatlerini ve yükümlülüklerini yerine getiriyor, yapacağını söylediği şeyleri yaptı
KEEPS IN TOUCH : English Turkish
iletişim içinde, temas halinde, ile iletişimini sürdürüyor, ile bağlantısını sürdürüyor
KEEPSAKE : English Turkish
n. hatıra, andaç
KEF : English Turkish
n. keyif, dalgınlık
KEFIR : English Turkish
n. kefir
KEFIYEH : English Turkish
n. kaffiyeh, başa sıkıca bağlanan diyagonal olarak katlanmış kumaştan oluşan ağıl şeklinde sargıya benzer erkekler tarafından takılan Arap başlığı
KEG : English Turkish
n. fıçı, varil
KEGGER : English Turkish
n. bira fıçısı; biranın fıçı içinde verildiği parti
KEGLER : English Turkish
n. topu atan oyuncu, bowling oyununda yer alan kimse
KEGLING : English Turkish
n. bowling
KEINAN : English Turkish
n. bir soyadı (İbranice); Amos Keinan (1927 doğumlu), İsrailli hiciv ustası ve oyun yazarı
KEIRETSU : English Turkish
n. (Japonya’da) üyelerin şirketi ele geçirme veya birleşmelerden korumak için birkaç şirket arasında yapılan iş koalisyonu (karşılıklı olarak hisseleri ellerinde bulundurmak, ortak yatırım, vs. içerir)
KEITH : English Turkish
n. bir erkek adı
KEITH HARING : English Turkish
n. (
1990) grafiti ve çizgi romandan esinlenen Amerikalı sanatçı
KEKS : English Turkish
n. bir soyadı
KELLER : English Turkish
n. bir soyadı; Helen Keller (
1968), iki yaşından beri kör ve sağır olan Amerikalı yazar ve öğretim görevlisi
KELLOGG : English Turkish
n. Michigan merkezli Amerikan şirketi, hazır gıda ve kahvaltılık gevreklerin dünya çapında üreticisi ve dağıtıcısı
KELLY : English Turkish
n. bir bayan veya erkek ismi; bir soyadı; Eugene "Gene" Kelly (
1996), Amerikalı aktör film yapımcısı ve dansçı; Grace Kelly, Prenses Grace (
1982), 1956 yılında Monacco Prensi III. Rainier ile evlenerek oyunculuk kariyerini noktalayan Amerikalı aktrist (kızı Stephanie ile beraber 1982 yılında Monacco'da bir trafik kazasında yaşamını yitiren)
KELLY : English Turkish
n. bir çeşit erkek şapkası
KELOID : English Turkish
n. keloid, skar dokusunun aşırı derece büyümesi (Patoloji)
KELOIDAL : English Turkish
adj. keloite özgü, keloite ait veya ilgili, skar dokusunun aşırı derece büyümesi ile ilgili (Patoloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani