English Turkish
KENTUCKIAN : English Turkish
n. Kentuckyli veya Kentucky'de ikamet eden kimse (ABD)
KENTUCKIAN : English Turkish
adj. Kentucky'den veya Kentucky'nin (ABD)
KENTUCKY : English Turkish
n. Kentucky, Kentaki, ABD'nin orta-doğu kesiminde bir eyalet
KENTUCKY DERBY : English Turkish
n. louisvil'de her yıl yapılan at yarışları
KENTUCKY STATE UNIVERSITY : English Turkish
Kentucky Eyalet Üniversitesi, Frankfort'ta bulunan devlet üniversitesi (Kentucky, ABD)
KENYA : English Turkish
n. Kenya
KENYAN : English Turkish
n. Kenyalı
KENYAN : English Turkish
adj. Kenyalı
KENYATTA : English Turkish
n. Jomo Kenyatta (
1978, Kamau wa Ngengi olarak doğan), anti sömürgeci Afrikalı politik lider, bağımsız Kenya'nın ilk devlet başkanı (
78)
KEPI : English Turkish
n. fransız asker kasketi
KEPIK : English Turkish
n. Azerbaycan alt para birimi
KEPLER : English Turkish
n. bir soyadı; Johannes Kepler (
1630), Alman astronom ve matematikçi , modern astronominin babası (gezegenlerin güneş etrafında dönüşünü ispatlayan üç yasa geliştiren)
KEPT A DIARY : English Turkish
günlük tuttu, günlüğe düzenli olarak yazdı
KEPT A HIGH PROFILE : English Turkish
her zaman dikkat çekti, her zaman göz önünde oldu
KEPT A LOW PROFILE : English Turkish
dikkat çekmedi, göze çarpmamaya çalıştı, diğerlerinin ilgisini çekmedi
KEPT ASKING QUESTIONS : English Turkish
soru sormaya devam etti, soru sormayı kesmedi
KEPT BOOKS : English Turkish
hesap tuttu, mali kayıtlardan sorumluydu, finansal işlemleri kaydetti
KEPT CHANGING : English Turkish
değişmeye devam etti, değişmeyi sürdürdü, sürekli değişti
KEPT FIT : English Turkish
formunu korudu, formda kaldı, formda olmayı sürdürdü
KEPT FOR BREEDING : English Turkish
adj. damızlık
KEPT HIM AT A DISTANCE : English Turkish
ona mesafeli davrandı, ondan uzak durdu, ondan kaçındı
KEPT HIM WAITING : English Turkish
onu bekletti
KEPT HIS DISTANCE : English Turkish
mesafesini korudu, mesafeli davrandı, uzak kaldı
KEPT HIS EYES OPEN : English Turkish
dikkatini verdi, dikkatliydi, dikkatlice izledi
KEPT HIS MOUTH SHUT : English Turkish
sesini çıkarmadı, sessiz kaldı; açığa vurmadı (bilgi, sır, vs.)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani