English Turkish
LIQUID COOLING : English Turkish
sıvı soğutma, sıvı ile soğutma, sıvı kullanarak sıcaklığı düşürme
LIQUID CRYSTAL : English Turkish
n. sıvı kristal, moleküllerin veya atomların bir veya iki boyutlu olarak sabit aralıklarla sıra ile gösterildikleri ve kristal özellikleri olan sıvı
LIQUID CRYSTAL DISPLAY : English Turkish
n. (Elektronik, Bilgisayar) sıvı kristal görüntü birimi, karakterler yaratmak için sıvı kristaller aracılığı ile elektrik akımı gönderen gösterge (bilgisayar ekranları, televizyon ekranları, dijital saatler ve hesap makinelerinde kullanılan, LCD
LIQUID DAIRY PRODUCTS : English Turkish
sıvı süt ürünleri, sıvı halinde olan süt ve süt bazlı ürünler
LIQUID DEFICIENCY : English Turkish
likidite yetersizliği, bir banka rezervlerinin bankanın sağlaması gerekenden daha az olduğu durum
LIQUID DEPOSIT : English Turkish
likit mevduat, hızlı bir şekilde paraya dönüştürülebilen mevduat
LIQUID DETERGENT : English Turkish
deterjan (sıvı)
LIQUID FOOD : English Turkish
sıvı gıda, sulu yiyecekler, besleyici sıvı madde
LIQUID FUEL : English Turkish
akaryakıt
LIQUID HONEY : English Turkish
sıvı bal, sulu mal, sıvı halinde olan bal
LIQUID MEASURE : English Turkish
sıvı ölçeği, sıvı miktarlar ölçümü
LIQUID NITROGEN : English Turkish
sıvı nitrojen, sıvı halindeki nitrojen,
195 Santigrat dereceye kadar soğutulmuş olan nitrojen
LIQUID OXYGEN : English Turkish
sıvı oksijen
LIQUID PAPER : English Turkish
n. sıvı kağıt, beyaz düzeltme sıvısı narkası
LIQUID PROPELLANT : English Turkish
n. sıvı sevk yakıtı, sıvı yakıt, sıvı halinde olan yakıt
LIQUID RATIO : English Turkish
n. (Muhasebecilik) likidite oranı, bir işletmenin cari borçları ile karşılaştırılan mütedavil kıymetler indeksi (yakın gelecekteki mali istikrarı tahmin etmek için kullanılan)
LIQUID SAVING : English Turkish
n. hızlı bir şekilde nakit paraya dönüştürülebilen birikim; nereye yatırım yapılacağı henüz kararlaştırılmamış olan para
LIQUID SOAP : English Turkish
n. sıvı sabun, sıvı halinde olan vücut temizleme maddesi
LIQUID STATE : English Turkish
sıvı hal, sıvı durum (gaz veya katı halinde olmaya karşın)
LIQUIDAMBAR : English Turkish
n. sıla ağacı, sarımsı aromatik balsam salgılayan ağaç (Asya, Kuzey ve Orta Amerika’ya özgü olan); sıla ağacının salgıladığı aromatik sarımsı yumuşatıcı sıvı
LIQUIDATE : English Turkish
v. tasfiye etmek, kapatmak, yok etmek
LIQUIDATE ASSETS : English Turkish
hisse senetlerini paraya dönüştürmek, hisseleri peşin değerlerinden satmak
LIQUIDATED : English Turkish
adj. tasfiye edilmiş, iflas etmiş; kapatılmış (işletme hakkında); tamamıyla ödenmiş; nakit paraya dönüştürülmüş; yok edilmiş; sıvı haline dönüştürülmüş
LIQUIDATED AMOUNT : English Turkish
tam miktar, belirli fiyat, eksiksiz toplam
LIQUIDATED CLAIM : English Turkish
tasfiye edilen alacak talebi, belirli para miktarının ödenmesi için yapılan talep
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani