Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LIQUOR : English Turkish

n. içki, sert içki, salgı, çözelti

LIQUOR : English Turkish

v. içki içmek

LIQUOR LICENSE : English Turkish

alkollü içki satış izni, alkollü içkiler satışına izin veren ruhsat

LIQUOR STORE : English Turkish

n. tekel

LIQUOR UP : English Turkish

v. çok içmek

LIQUORICE : English Turkish

n. meyankökü

LIQUORISH : English Turkish

adj. (Eski kullanım) şehvetli, şehvete düşkün; nefis yiyecekler hasreti çeken; açgözlü

LIRA : English Turkish

n. lira [fin.]

LIRE : English Turkish

n. liret

LIRON : English Turkish

n. İbranice bir isim veya soyadı

LIS PENDENS : English Turkish

(Latince) mahkemede kayıtlı olan fakat askında kalan dava

LISA : English Turkish

n. bir bayan ismi; bir soyadı

LISBON : English Turkish

n. Lizbon

LISLE : English Turkish

n. fildekos, İskoç ipliği, pamuklu ince ip; bu iple örülen eşyalar

LISP : English Turkish

n. peltek konuşma, yanlış telaffuz

LISP : English Turkish

v. peltek konuşmak, telaffuz edememek

LISP PROGRAMMING LANGUAGE : English Turkish

LISP programlama dili, işlem listeleri dili, metin işlemleri dili

LISPER : English Turkish

n. peltek, peltek konuşan kimse, "S" ve "Z" seslerini "TH" olarak telaffuz eden kimse

LISPINGLY : English Turkish

adv. peltek bir şekilde, peltekçe konuşarak, peltek konuşma ile, iyi telaffuz edemeyerek

LISSAN LAKE : English Turkish

n. Lissan Gölü, Celile Denizi'ni yavaşça gözden kaybolan ve gittikçe küçülen günümüz Ölü Denizi'ne (15,000 yıl önce) bağlayan göl

LISSOM : English Turkish

adj. kıvrak, çevik, atik, çabuk

LISSOME : English Turkish

adj. kıvrak, çevik, çabuk, atik

LISSOMELY : English Turkish

adv. kıvrak bir şekilde, esnek bir şekilde; çevikçe, çabucak

LISSOMENESS : English Turkish

n. kıvraklık, esneklik, yumuşaklık, zarafet; çeviklik

LIST : English Turkish

n. liste, kumaş kenarı, geminin yan yatması, cetvel