Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LIQUIDATED COMPANY : English Turkish

tasfiye edilmiş şirket, borçların ödenmesi için hisseleri satılan şirket

LIQUIDATED DAMAGES : English Turkish

iki taraf arasındaki sözleşme ile belirlenen tazminat

LIQUIDATION : English Turkish

n. likidasyon, tasfiye, kapatma, paraya çevirme, hesaplaşma

LIQUIDATION COST PER LOAN : English Turkish

ir borcun geri ödenmesini içeren maliyet

LIQUIDATION OF A PARTNERSHIP : English Turkish

ortaklığın tasfiyesi, ortaklığın feshi

LIQUIDATION OF DEBT : English Turkish

orç tasfiyesi, borçları kapatma, borçları geri ödeme

LIQUIDATION OF THE PARTNERSHIP : English Turkish

ortaklığın feshi, birlikteliğe ve varlıkları paraya çevirmeye son verme

LIQUIDATION ORDER : English Turkish

ir şirketin tüm varlıklarını toplaması ve tüm borçlarını ödemesi için verilen mahkeme emri

LIQUIDATION SALE : English Turkish

tasfiye satışı, mal stokunu paraya çevirmeye yönelik olan satış, varlıkları paraya dönüştürmek için yapılan satış

LIQUIDATION VALUE : English Turkish

tasfiye değeri, bir varlığın tasfiye sırasındaki değeri, hissenin satışı sırasındaki para değeri

LIQUIDATOR : English Turkish

n. likidatör, tasfiye memuru

LIQUIDISE : English Turkish

v. sıvılaştırmak, sıvıya dönüştürmek; sıvı hale getirmek; meyve vs. nin suyunu çıkarmak (ayrıca liquidize)

LIQUIDISED : English Turkish

adj. sıvı hale getirilmiş, sıvıya dönüştürülmüş, sıvılaştırılmış (ayrıca liquidized)

LIQUIDISER : English Turkish

n. sıvılaştırışı, sıvılaştıran kimse, sıvı haline getiren kimse; uyaran kimse (liquidizer sözcüğünün alternatif yazım şekli)

LIQUIDITY : English Turkish

n. sıvılık, akıcılık, likidite, nakit, cari aktifler

LIQUIDITY PROBLEMS : English Turkish

likidite problemleri, para darlığı

LIQUIDITY RATIO : English Turkish

likidite oranı, bir bankada mevcut olan nakit para ile o bankaya yatırılan para miktarı arasındaki oran

LIQUIDITY TRAP : English Turkish

likidite tuzağı, para miktarının arttırılmasının döviz kuru oranını etkilemediği durum (Ekonomi)

LIQUIDIZE : English Turkish

v. sıvılaştırmak, sıvıya dönüştürmek; sıvı hale getirmek; meyve vs. nin suyunu çıkarmak (ayrıca liquidise)

LIQUIDIZED : English Turkish

adj. sıvı hale getirilmiş, sıvıya dönüştürülmüş, sıvılaştırılmış (ayrıca liquidised)

LIQUIDIZER : English Turkish

n. sıvılaştırışı, sıvılaştıran kimse, sıvı haline getiren kimse; uyaran kimse

LIQUIDLY : English Turkish

adv. akışkan bir şekilde, likit şeklinde, sıvı şeklinde

LIQUIDNESS : English Turkish

n. akışkanlık, sıvılık, akıcılık, sıvı olma durumu

LIQUIFIED : English Turkish

adj. sıvılaştırılmış, sıvı hale getirilmiş; sıvıya dönüşmüş

LIQUIFY : English Turkish

v. sıvılaştırmak, sıvı hale getirmek; sıvıya dönüşmek