English Turkish
ARPANET : English Turkish
n. 1968 yılında kurulmuş olan ve başta üniversiteler ile araştırma merkezlerini birbirine bağlayan geniş bilgisayar ağı; internetin atası (Bilgisayar)
ARPEGGIATE : English Turkish
v. arpej çalmak, arpej yazmak veya çalmak; arpej ile şarkı söylemek
ARPEGGIATION : English Turkish
n. arpej çalma eylemi, arpej yazma veya çalma eylemi
ARPEGGIO : English Turkish
n. arpej [müz.]
ARQUEBUS : English Turkish
n. eski bir tür silah
ARQUEBUSIER : English Turkish
n. arkebüz kullanıcısı, arkebüz ile donanımlı asker
ARR : English Turkish
varış, gelme eylemi, gelmek; ulaşma, gözükme, gelen
ARRACK : English Turkish
n. rakı
ARRAIGN : English Turkish
v. mahkemeye vermek, suçlamak, kusur bulmak
ARRAIGNER : English Turkish
n. itham eden, savcı, davacı (Hukuk)
ARRAIGNMENT : English Turkish
n. davanın sanığa tebliği, kabahat yükleme, suçlama
ARRANGE : English Turkish
v. düzenlemek, ayarlamak, yoluna koymak, hazırlamak, düzeltmek, halletmek; planlamak, kararlaştırmak, sıralamak, sıraya koymak, aranje etmek
ARRANGE IN A ROW : English Turkish
v. dizmek
ARRANGE ONE'S AFFAIRS : English Turkish
v. işlerini yoluna koymak
ARRANGEABLE : English Turkish
adj. düzenlenebilir
ARRANGED : English Turkish
adj. dizili, düzenlenmiş, derli toplu
ARRANGED FOR HIM TO : English Turkish
onun için düzenledi, onun için hazırlıklar yaptı
ARRANGED MARRIAGE : English Turkish
görücü usulü evlilik, evlenecek çiftin önceden var olan karşılıklı çekimine dayanarak diğerleri tarafından seçilen evlilik
ARRANGEMENT : English Turkish
n. düzenleme, ayarlama; diziliş, düzen, tertip, sıra, sıralama, hazırlık, aranjman, anlaşma, plan,
ARRANGEMENT DEED : English Turkish
alacaklılarla yapılan anlaşma, borçlu olan kişinin borçlu olduğu paranın bir kısmını alacaklı olan her kişiye geri ödeyeceğini kabul etmesi için yapılan anlaşma
ARRANGEMENT OF THE BANKS' SHARES : English Turkish
Banka Hisse Düzenlemesi; 1983 yılında borsanın çökmesinden sonra ülke ile bankalar arasında imzalanan anlaşma (İsrail Tarihi)
ARRANGEMENTS : English Turkish
n. tertibat, tedarik planı (yiyecek, içecek ve kalacak yer), yatacak yerler; planlı eylem planı (özellikle bir görev veya olay hazırlığı için)
ARRANGER : English Turkish
n. düzenleyen, aranjör
ARRANGING : English Turkish
n. hazırlama, dizme, uydurma
ARRANT : English Turkish
adj. adı çıkmış, çok kötü, katıksız, son derece
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani