English Turkish
ARRESTIVE : English Turkish
adj. dikkat çeken, etkileyici, çekici, ilginç, alımlı
ARRESTMENT : English Turkish
n. tutuklama; ihtiyati haciz, mülkiyeti muhafaza
ARRESTOR : English Turkish
n. tutuklayan kişi, tutuklayan kimse, durduran kimse
ARRHYTHMIA : English Turkish
n. aritmi, düzensiz kalp atışı (Tıp)
ARRHYTHMIC : English Turkish
adj. aritmik, (Tıp) aritmi ile ilgili (düzensiz kalp atışı); düzensiz, ritmik olmayan
ARRHYTHMICAL : English Turkish
adj. aritmik, (Tıp) aritmi ile ilgili (düzensiz kalp atışı); düzensiz, ritmik olmayan
ARRIERE PENSEE : English Turkish
art niyet, gizli amaç
ARRIS : English Turkish
n. sivri kenar, köşe, iki yüzeyin kesiştiği çizgi
ARRIVAL : English Turkish
n. geliş, varış, varma, gelme, gözükme, ortaya çıkma, gelen şey, mal girişi
ARRIVAL AT A DECISION : English Turkish
karara varış, karar ulaşma, karar verme, tartışma veya soruda kakar kılma, sonucu belirleme
ARRIVAL BY AIR : English Turkish
hava yolu ile varma, uçakla ulaşma
ARRIVALS : English Turkish
geliş
ARRIVE : English Turkish
v. gelmek, varmak, ulaşmak, gelip çatmak, doğmak; başarmak, başarı kazanmak
ARRIVE AT : English Turkish
varmak
ARRIVE AT A CONCLUSION : English Turkish
sonuca varmak, kanaate varmak, sonuçlandırmak, hüküm veya görüşe varmak
ARRIVE AT A DECISION : English Turkish
karara varmak
ARRIVE AT THE PRECISE MOMENT : English Turkish
tam zamanında varmak, anında belirmek, tam zamanında ortaya çıkmak
ARRIVE IN LONDON : English Turkish
Londra’ya varmak, Londra’ya ulaşmak, Londra’ya gelmek
ARRIVE ON THE SCENE : English Turkish
mekana gelmek, olay yerine gelmek, etkinlik yerine varmak
ARRIVED AT- : English Turkish
ulaşmak,
noktasına geldi; (bir yere) geldi, ulaştı (düşünerek)
ARRIVED LATE : English Turkish
geç kaldı, zamanında orada değildi, oraya gecikme ile geldi
ARRIVED ON TIME : English Turkish
zamanında geldi, zamanında ulaştı, orada olması beklenen zamanda oraya ulaştı
ARRIVEDERCI : English Turkish
interj. güle güle, şimdilik hoşça kal, tekrar görüşmek üzere (İtalyanca)
ARRIVER : English Turkish
n. bir yere varan kimse, gelen kimse, varış yerine ulaşmış olan kimse
ARRIVIDERCI : English Turkish
interj. (İtalyanca) arrivederci, güle güle, şimdilik hoşça kal, tekrar görüşmek üzere
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani