English Turkish
ARRIVING : English Turkish
adj. gelen, varıyor olan, giren
ARRIVING : English Turkish
n. gelme, yakında olacak olan, geliş, görünüm, giriş
ARRIVING PASSENGERS HALL : English Turkish
gelen yolcu salonu, gelen yolcular terminali (havaalanı, vs.de)
ARRIVISTE : English Turkish
n. birden zengin olmuş kimse, sonradan görme, toplumda belirli bir konuma veya duruma yeni olan kimse (özellikle konumu ile bağdaşacak şekilde saygı kazanmış olmayan kimse); devamlı olarak sınıf atlamaya çalışan kişi
ARROGANCE : English Turkish
n. kendini beğenme, kibirlilik, kibir, küstahlık, haddini bilmeme
ARROGANT : English Turkish
adj. kendini beğenmiş, gururlu, kibirli, küstah, haddini bilmez, mağrur (küstahça)
ARROGANT WOMAN : English Turkish
kibirli kadın, kendini beğenmiş ve mağrur kadın
ARROGANTLY : English Turkish
adv. burnu havada bir şekilde, gururlu bir biçimde, mağrurca
ARROGATE : English Turkish
v. atfetmek, üzerine atmak
ARROGATE TO ONESELF : English Turkish
v. kendine mâletmek, üzerine almak, hak iddia etmek (haksız yere)
ARROGATION : English Turkish
n. kendine mâletme, haksız iddia
ARROW : English Turkish
n. ok, ok işareti
ARROW CHARACTERS : English Turkish
esimyazı, hiyeroglif yazı
ARROW ELECTRONICS : English Turkish
New York merkezli Amerikan elektronik şirketi, elektronik/bilgisayar bileşenlerinin uluslararası bir dağıtımcısı ve satıcısı, dünya çapında bir teknik destek ve servis sağlayıcısı
ARROW KEYS : English Turkish
ok tuşları, ekranda imleci gezdirmek için kullanılan tuş
ARROW MISSILE : English Turkish
ok füzesi; gelen roketleri durdurmak için tasarlanmış bir yerden havaya füze türü
ARROW-LIKE : English Turkish
ok gibi, oka benzeyen, ok şeklinde
ARROWED : English Turkish
adj. ok işaretli, oklu
ARROWHEAD : English Turkish
n. ok başı, temren, ok başına benzeyen şey
ARROWROOT : English Turkish
n. ararot, ararot nişastası
ARROWY : English Turkish
adj. ok biçiminde, ok şekline sahip olan; oklardan yapılmış olan; hızlı, çabucak
ARROYO : English Turkish
n. kuru vadi
ARS POETICA : English Turkish
ars poetica, şiir sanatı
ARSE : English Turkish
n. kıç, göt
ARSE AROUND : English Turkish
v. göt gezdirmek, aylaklık etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani