Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LOCOMOTIVE : English Turkish

n. lokomotif

LOCOMOTIVE : English Turkish

adj. hareket ettirici, harekete geçiren

LOCOMOTIVE ENGINE : English Turkish

n. lokomotif

LOCOMOTOR : English Turkish

n. lokomotor, bağımsız olarak bir yerden başka bir yere hareket edebilen kimse veya şey

LOCOMOTOR : English Turkish

adj. lokomotor ile ilgili, harekete ait veya ilgili

LOCOMOTORY : English Turkish

adj. hareket ile ilgili, bir yerden başka bir yere hareket edebilen, yer değiştirebilen

LOCOWEED : English Turkish

n. zehirli bitki türü, batı ve güneybatı Amerika Birleşik Devletleri’nde yetişen baklagillere ait bitki

LOCS : English Turkish

n. (Argo) koyu renkte olan güneş gözlükleri

LOCULAR : English Turkish

adj. hücreli, hücreleri olan, küçük çukurları olan (Biyoloji, Anatomi)

LOCULATE : English Turkish

adj. hücreli, hücreleri olan, küçük çukurları olan (Biyoloji, Anatomi)

LOCULATED : English Turkish

adj. hücreli, hücreleri olan, küçük çukurları olan (Biyoloji, Anatomi)

LOCULATION : English Turkish

n. lokülasyon, hücreli olma durumu, küçük çukurlara ayrılmış olma durumu (Biyoloji, Anatomi)

LOCULUS : English Turkish

n. hücre, küçük çukur (Biyoloji, Anatomi)

LOCUM : English Turkish

n. vekil

LOCUM TENENS : English Turkish

vekil

LOCUMTENENCY : English Turkish

n. birin yerine geçen kimsenin görevi (vekil, birinin yokluğu sırasında geçici bir süre için onun yerine geçen kimse)

LOCUS : English Turkish

n. yer, mahal, gezenek

LOCUST : English Turkish

n. çekirge, akasya, keçiboynuzu, harnup

LOCUST BEAN : English Turkish

keçiboynuzu [bot.]

LOCUST TREE : English Turkish

akasya

LOCUST YEARS : English Turkish

ekonomik sıkıntılar yılları, ekonomik zorluklar dönemi

LOCUTION : English Turkish

n. ifade, deyim, terim, tabir

LOD : English Turkish

n. Orta İsrail'de bir şehir

LOD AIRPORT : English Turkish

Lod Havaalanı, İsrail'in başlıca uluslararası havaalanı (Tel Aviv ve Kudüs arasında bulunan)

LODE : English Turkish

n. maden damarı