Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LOGIN : English Turkish

n. giriş

LOGIN NAME : English Turkish

n. kullanıcı adı, bir kullanıcının İnternete veya başka bir bilgisayar sistemine girebilmesi için kimliğini belirleyen ad veya kullanıcı adı

LOGIN SCRIPT : English Turkish

n. giriş komutu, oturum açma komutu, bilgisayarın İnternete veya başka bir bilgisayar sistemine bağlanması için gerçekleştirdiği komutlar dizisi

LOGIN SECURITY : English Turkish

oturum açma güvenliği, oturum açma koruması, bilgisayar erişimi ile ilgili güvenlik önlemleri

LOGINESS : English Turkish

n. gevşeklik, yumuşaklık, enerji eksikliği, canlılık eksikliği

LOGISTIC : English Turkish

adj. lojistik, biçimsel

LOGISTIC DEPARTMENT : English Turkish

n. lojistik departmanı, bir şirkette planlama ve uygulamadan sorumlu olan bölüm

LOGISTICAL : English Turkish

adj. lojistik, lojistiğe ait veya ilgili; planlama ve uygulama ile ilgili, yönetimle ilgili; askeriyenin malzeme ve personel yöneten ve sağlayan dalı ile ilgili

LOGISTICALLY : English Turkish

adv. lojistik ile ilgili olarak, lojistik olarak

LOGISTICIAN : English Turkish

n. lojistikçi, lojistik uzmanı olan kimse

LOGISTICS : English Turkish

n. lojistik

LONG : English Turkish

pref. uzun

LONG ABSENT SOON FORGOTTEN : English Turkish

gözden ırak gönülden ırak, mevcut olmayan şeyler kolayca unutulur, gözden uzak olan gönülden de uzaktır

LONG ACCOUNT TO SETTLE : English Turkish

görülmesi gereken birçok hesap, çözülmesi gereken birçok sorun, çözülmesi gereken birçok konu

LONG AFTER : English Turkish

çok sonra

LONG AGO : English Turkish

uzun zaman önce

LONG AND THE SHORT OF IT : English Turkish

öz veya esas bölüm; ana nokta (örn.: "Bu hikayenin ana konusunu öğrenmesi için gazetenin ilk sayfasına bakabilir")

LONG ARM OF THE LAW : English Turkish

yasanın gücü, hukuki yaptırımın suçluları neredeyse her yerde bulabilme ve tutuklayabilme gücü

LONG AWAITED : English Turkish

uzun zaman beklenen, arzu edilen, hasret çekilen, özlemiyle yanıp tutuşulan

LONG BEACH : English Turkish

Uzun Sahil, ABD'nin doğu kıyısında bir tatil plajı; güney Kalifornia'da (ABD) bir şehir

LONG BEFORE : English Turkish

çok önceden, uzun zaman önce

LONG BREATH : English Turkish

sebat edilebilir, direnilebilir; sabırlı ve hoşgörülü olan

LONG CHASE : English Turkish

uzun kovalamaca, uzun süren takip

LONG CLOSURE : English Turkish

uzun kapanış, tamamlanası uzun süren kapanış

LONG DATED : English Turkish

adj. uzun süreli, uzun vadeli