Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LONG DISTANCE : English Turkish

adj. şehirlerarası konuşma, uluslararası konuşma [amer.], şehirlerarası santral

LONG DISTANCE CALL : English Turkish

ülkelerarası arama, şehirlerarası konuşma

LONG DIVISION : English Turkish

uzun bölme, bölenin 12’den büyük sayı olduğu matematiksel bölme işlemi (Matematik)

LONG DOZEN : English Turkish

n. on üç, 13’ten oluşan grup veya seri, düzine artı bir

LONG DRAWN OUT : English Turkish

uzayıp giden, uzun süren

LONG DRINK : English Turkish

n. uzun içimlik

LONG DRINK OF WATER : English Turkish

(Argo) sıkıcı ve uysak kimse; uzun ve çok zayıf kimse

LONG FACE : English Turkish

asık surat, mutsuz surat, endişeli, üzgün

LONG FINGER : English Turkish

uzun parmak, otta parmak, elin ortasında bulunan parmak

LONG FOR : English Turkish

özlem duymak, özlemek, arzulamak, burnunda tütmek, gözünde tütmek

LONG GREENS : English Turkish

(Amerikan Argosu) para

LONG HAIRED : English Turkish

aydın, entellektüel, sanatçı, hippi

LONG HAUL : English Turkish

uzun erimli, uzun zaman dilimi; oldukça uzun mesafe

LONG HUNDREDWEIGHT : English Turkish

n. 112 libreye eşit olan İngiliz ölçü birimi (
8 kilogram)

LONG IN THE TOOTH : English Turkish

n. (Konuşma dili) yaşlı insan; yaşlıca; ihtiyarlamak

LONG ISLAND : English Turkish

Uzun Ada, New York (ABD) eyaletine ait bir ada

LONG JOHNS : English Turkish

n. paçalı don

LONG JUMP : English Turkish

uzun atlama

LONG JUMPER : English Turkish

n. uzun atlama sporcusu, uzun atlama yarışmacısı, uzun atlamada yarışan sporcu

LONG LASTING : English Turkish

adj. dayanıklı

LONG LEGGED : English Turkish

uzun bacaklı

LONG LIFE MILK : English Turkish

uzun ömürlü süt, çabuk bozulmayan süt, uzun süre taze kalan süt

LONG LIVE : English Turkish

yaşa, yaşasın

LONG LIVED : English Turkish

uzun ömürlü, uzun süreli

LONG LOST FRIEND : English Turkish

irinin uzun zamandır görmediği arkadaşı