Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

OCCUPY A POSITION : English Turkish

ir mesleği olmak, bir mevkide olmak, sabit bir işi olmak

OCCUPY ONESELF : English Turkish

v. meşgul olmak

OCCUPY THE MIND : English Turkish

zihnini meşgul etmek, aklında olmak, düşüncelerinde olmak

OCCUR : English Turkish

v. cereyan etmek, çıkmak, ortaya çıkmak, oluşmak, olmak, görülmek, akla gelmek, meydana gelmek

OCCUR ONE'S MIND : English Turkish

v. aklına gelmek

OCCUR TO : English Turkish

hatırlamak, aklına gelmek, anımsamak

OCCURRED TO HIM : English Turkish

aklına geldi, hatırladı, anımsadı

OCCURRENCE : English Turkish

n. oluş, olma, çıkma, olay

OCCURRENT : English Turkish

n. olay, hadise, vaka

OCCURRENT : English Turkish

adj. olan, meydana gelen, cereyan eden

OCD : English Turkish

obsesif kompulsif bozukluk, kişinin yinelenen saplantıları dürtü etkisiyle yapılan hareketleri veya her ikisini de yaşadığı psikolojik rahatsızlık

OCEAN : English Turkish

n. okyanus, derya

OCEAN GOING : English Turkish

okyanusta işleyen, okyanusa uygun

OCEAN LANE : English Turkish

okyanusta gemilerin sefer yaptığı güzergah

OCEAN LINER : English Turkish

okyanus gemisi

OCEANAUT : English Turkish

n. yetenekli su altı uzmanı; okyanus araştırmacısı

OCEANGOING : English Turkish

adj. okyanusta denize açılmak için inşa edilmiş ve donatılmış (deniz aracı hakkında)

OCEANIA : English Turkish

n. Okyanusya, güney ve orta Pasifik Okyanusu adaları (Polenezya, Mikronezya, Melanezya, Avustralya ve Yeni Zellanda'nın dahil olduğu)

OCEANIC : English Turkish

adj. okyanus, okyanusta bulunan, okyanus gibi

OCEANOGRAPHER : English Turkish

n. oşinograf, okyanus yaşamını araştıran bilim adamı, oşinografi uzmanı

OCEANOGRAPHIC : English Turkish

adj. oşinografik, oşinografiye ait veya ilgili (okyanus bilimi)

OCEANOGRAPHY : English Turkish

n. oşinografi, okyanus coğrafyası

OCEANOLOGY : English Turkish

n. okyanusbilim

OCELLAR : English Turkish

adj. göze benzeyen; benekli

OCELLATED : English Turkish

adj. basit gözlü, göz şeklinde