Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

OPALESCENCE : English Turkish

n. yanardönerlik, rengarenk ışıma durumu, bulanık renk oynaşımı

OPALESCENT : English Turkish

adj. rengârenk ışıyan, yanardöner

OPALINE : English Turkish

adj. opale benzer, opal gibi

OPALINE : English Turkish

n. opalin, opale benzer sarı taş, buzlu cam

OPAQUE : English Turkish

adj. bulutlu, opak, mat, donuk, ışık geçirmez, ışın geçirmez, anlaşılmaz, mantıksız, sersem, monoton, renksiz

OPAQUE MEAL : English Turkish

n. ilaçlı röntgen çekilmeden önce alınan sıvı

OPAQUELY : English Turkish

adv. donuk bir şekilde, saydamsız bir şekilde; belirsizce; radyasyonun nüfuz etmesine izin vermeyen bir şekilde (ışık, ses, vs.)

OPAQUENESS : English Turkish

n. saydam olmama, matlık, donukluk, solukluk

OPART : English Turkish

n. opart, kontrast renkler ve geometrik desenlerle sanat

OPE : English Turkish

v. açık (Eski Kullanım, Şiir)

OPEC : English Turkish

n. Petrol ihraç eden ülkeler örgütü, aynı ticari politikaları izleyen petrol ihraç eden ülkelerin uluslararası organizasyonu

OPEN : English Turkish

n. açık

OPEN : English Turkish

v. açmak, açılmak, açtırmak, başlatmak, başlamak

OPEN : English Turkish

adj. açık, serbest, geniş, dürüst, içten, karara bağlanmamış, ferah, kısık olmayan (ses)

OPEN A CANAL : English Turkish

v. kanal açmak

OPEN A DOOR TO SMTH : English Turkish

olanak vermek, çanak tutmak

OPEN ACCESS LIBRARY : English Turkish

n. halka açık kütüphane, halk kütüphanesi

OPEN ACCOUNT : English Turkish

açık hesap, limitsiz kullanılabilen giderle hesabı; borçlar tahsilatında otomatik olarak güncelleştirilen hesap

OPEN ADMISSIONS : English Turkish

n. herkese açık kayıtlar (üniv.)

OPEN AIR : English Turkish

açık hava, açık

OPEN AIR SWIMMING POOL : English Turkish

n. açık yüzme havuzu

OPEN ALL DAY : English Turkish

tüm gün açık

OPEN AN ACCOUNT : English Turkish

hesap açmak

OPEN AND ABOVE BOARD : English Turkish

ortada, açıkta, alenen, açık bir şekilde

OPEN AND SHUT : English Turkish

kolayca yapılan, kolay