English Turkish
OPPORTUNITY ONLY KNOCKS ONCE : English Turkish
şans kapıyı bir kez çalar, ikinci şanslar gelmez, kişinin eline şans geçtiğinde onu değerlendirmesi gerekir çünkü başka bir şansı olmayacaktır
OPPOSABILITY : English Turkish
n. karşı gelebilme, karşı koyabilme; karşı koyabilmek için fırsat
OPPOSABLE : English Turkish
adj. karşı konulabilir, karşı gelinebilir
OPPOSE : English Turkish
v. karşısına koymak, engel olmak, karşı gelmek, muhalefet etmek, karşı çıkmak, kafa tutmak, karşı olmak, itiraz etmek, başkaldırmak
OPPOSE CANDIDACY : English Turkish
adaylığına karşı çıkmak,
e karşı adaylar göstermek,
e karşı gelmek için adaylar göstermek
OPPOSED : English Turkish
adj. karşıt, karşı, zıt, karşılıklı
OPPOSED TO : English Turkish
-e karşı, aleyhte
OPPOSER : English Turkish
n. karşıt olan kimse, muhalefet eden kimse; rakip; düşman
OPPOSING : English Turkish
adj. karşı, karşılıklı, muhalif, ters
OPPOSING PERSON : English Turkish
n. karşı olan kimse
OPPOSINGLY : English Turkish
adv. karşı koyarak, muhalif bir şekilde, itiraz ederek, karşı çıkarak
OPPOSITE : English Turkish
adj. karşı, karşıt, karşı olan, muhalif, aleyhinde, ters, aksi, zıt, zıt anlamlı
OPPOSITE : English Turkish
adv. karşı yönde, karşı, karşı tarafta, karşı karşıya
OPPOSITE : English Turkish
prep. karşısında, karşıda, karşılıklı, karşısındaki
OPPOSITE ANGLE : English Turkish
ters açı
OPPOSITE DIRECTION : English Turkish
karşı istikamet, başka istikamet, tamamen farklı yön
OPPOSITE SEX : English Turkish
karşı cins, başka cinsiyet, karşı cinsiyet (erkek ise kadınlara ait ve kadın ise erkeklere ait)
OPPOSITE TO : English Turkish
-e karşı, karşısında,
den yolun karşı tarafında
OPPOSITELY : English Turkish
adv. zıt bir şekilde, muhalif olarak; karşıt konumda; aleyhte
OPPOSITENESS : English Turkish
n. tezat, çelişki; karşı olma durumu
OPPOSITION : English Turkish
n. karşıtlık, başkaldırma, karşı koyma, zıtlık, düşmanlık, muhalefet, rekabet, karşısav
OPPOSITION FACTIONS : English Turkish
hükümete ait olmayan gruplar, karşıt olan gruplar
OPPOSITION LEADER : English Turkish
muhalefet lideri, iktidarda olmayan siyasi partilerin liderleri
OPPOSITION PARTY : English Turkish
muhalefet partisi, iktidar partisine karşı gelen siyasi parti, hükümet eylemlerine karşı çıkan parti
OPPOSITIONAL : English Turkish
adj. muhalefet, muhalif, karşı olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani