Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ORGANIC LAW : English Turkish

anayasa

ORGANIC VEGETABLES : English Turkish

organik sebzeler, kimyasallara dayalı böcek ilaçları veya suni gübre kullanılmadan yetiştirilen sebzeler

ORGANICALLY : English Turkish

adv. organik olarak, organik bir şekilde; kimyasallar kullanmadan; doğal bir şekilde

ORGANICISM : English Turkish

n. organisizm, bir hastalığın tüm belirtilerinin organik kaynağı olduğunu öne süren tıp teorisi; toplumun canlı bir organizma gibi işlevini yerine getiren bağımsız bir varlık olduğunu öne süren görüş

ORGANICIST : English Turkish

n. organisizm destekçisi (bir hastalığın tüm belirtilerinin organik kaynağı olduğunu öne süren tıp teorisi; toplumun bağımsız bir varlık olduğunu belirten görüş)

ORGANICISTIC : English Turkish

adj. yaşamla ilgili, hayatla ilgili; organlara ait; organik; esas

ORGANISATION : English Turkish

n. organizasyon, düzenleme; düzenlenmiş olma durumu; örgütlü kuruluş; ortaklık, birlik (ayrıca organization)

ORGANISATIONAL : English Turkish

adj. örgütsel, organizasyona ait veya ilgili, örgüte ait olan; kuruluş tarafından üretilen (ayrıca organizational)

ORGANISE : English Turkish

v. organize etmek, düzenlemek, sıraya koymak, sistemleştirmek; kurmak, dikmek; birleştirmek; bir şeyi koordine etmek; orkestraya uyarlamak, yönetmek; sendikalaştırmak, birlik oluşturmak; işçi sendikası kurmak (ayrıca organize)

ORGANISED : English Turkish

adj. organize edilmiş, düzenlenmiş, sıraya koyulmuş, sistematikleştirilmiş; kurulmuş, dikilmiş; büyük ölçekte var olan; etkili; birleşik; işçi sendikası oluşturulmuş (ayrıca organized)

ORGANISER : English Turkish

n. organizatör, planlayıcı, düzenleyici; sendikaya katılmaları için işçileri kaydeden kimse; program planlama defteri; eşya saklamak için bölmeleri olan kap; (Embriyoloji) başka bir bölümün gelişmesini ve ayrımlaşmasını uyaran embriyo bölümü (ayrıca organizer)

ORGANISM : English Turkish

n. organizma, vücut, yapı, canlı varlık, örgüt

ORGANISMAL : English Turkish

adj. organizma ile ilgili, canlı vücutla ilgili

ORGANISMIC : English Turkish

adj. canlı vücutla ilgili, organizma ile ilgili

ORGANIST : English Turkish

n. orgcu

ORGANIZATION : English Turkish

n. organizasyon, örgüt, örgütlenme, bünye, organizma

ORGANIZATION FOR AFRICAN UNITY : English Turkish

n. Afrika Birliği Organizasyonu, Afrika kıtasını ilgilendiren meselelerle ilgilenen tüm Afrika Ülkelerinin organizasyonu (Afrika Birliği Örgütü)

ORGANIZATION FOR ECONOMIC COOPERATION AND DEVELOPMENT : English Turkish

ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü, 42 zengin ülkenin oluşturduğu bu ülkelerde yaşayanların yaşam kalitelerinin artırılmasını ve gelişmekte olan ülkelere yardım yapılmasını amaçlayan ABD merkezli dernek

ORGANIZATION FOR SECURITY COOPERATION IN EUROPE : English Turkish

Avrupa güvenlik ve işbirliği organizasyonu, çatışmaların önlenmesi insan hakları meseleleri ve çevrenin korunması ile ilgili 55 devletin oluşturduğu Avrupa organizasyonu (ABD, Kanada ve Rusya'nın da dahil olduğu) (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı)

ORGANIZATION OF EVENTS : English Turkish

organizasyonlar yapma, önemli olaylar için hazırlık yapma (düğünler, toplantılar, vs.)

ORGANIZATION OF IDF VETERANS : English Turkish

İsrail ordusuna ait eski askerler topluluğu

ORGANIZATION OF PETROLEUM EXPORTING COUNTRIES : English Turkish

n. OPEC, petrol ihraç eden ülkeler örgütü, aynı ticari politikaları paylaşan petrol ihraç eden ülkelerin uluslararası örgütü

ORGANIZATION STRUCTURE : English Turkish

n. örgüt yapısı, kuruluşu yönetme biçimi, kuruluş hiyerarşisi

ORGANIZATION THEORY : English Turkish

örgüt kuramı, kuruluşun yapı ve işleyişi üzerine yapılan araştırma

ORGANIZATIONAL : English Turkish

adj. örgütsel